..Enceşe de bu işte Berâ'dan geri kalmamak için, o da şiirler okumaya başlamış, tabi develer coşunca ,üstlerindeki hanımlar biraz korkmuştu. O anda Efendimiz (sas) Enceşe'yi uyarma adınada: "Ey Enceşe! Yavaş ol, billurları/ kristalleri kıracaksın" demişti... Sözün inceliği muhakkak anlaşılmıştır. Efendimiz'in (sas) dünyasında kadının yerini anlamak için sadece bu söz bile yetmez mi? Ona göre kadın kristal gibi güzel; ama yine kristal gibi hassas bir emanettir.
Sayfa 228 - Siyer YayınlarıKitabı okuyor
Nişanı atmadan önce düşünseydin onu
Fakat aslında onu bu mektubu yazmaya iten neden başkaydı: Benim, kendi deyişiyle “fazlasıyla özgür” yaşam biçimim hakkında ortalıkta dolaşan dedikodulardan huzursuz olmuş ve beni bu kara çalmalara karşı -veya kendine karşı- uyarma sorumluluğu duymuştu.
Reklam
Akupunktur yönteminde, vücuttaki bazı noktalar iğneler aracılığıyla uyarılır. Bizler ise bu uyarma işlemini yapmakniçin vücudumuzda erişimimizin nispeten kolay olduğu sekiz noktayı kullanmaktayız ve bu noktaları da parmağımızla hafifçe vurarak uyarmaktayız. Bu tekniğin belli başlı bazı noktaları vardır. Kişi bu noktalara küçük vuruşlar yaparak istenilen dopamin salınımını gerçekleştirebilir.
216 syf.
·
Not rated
Önsöz
Kelile ve Dimne, doğu klasiklerinin temel kitaplarından biri... Birbirinden güzel hikayeler, yıllardır söylenegelmiş... Unutulmamış!... Kaybolmamış... Hint hükümdarı Debşelim'in zulmünden halk bıkınca, memleketin ulularından olan bilge ve erdemli insan beydeba, hükümdarı uyarma gereği duymuş. İşte her şey ondan sonra başlamış... Hükümdar Debşelim; Beydeba'nın, açık açık konuşmalarından rahatsız olmuş ve onu hapse attırmış. Çok geçmeden gerçek anlaşılmış ve Beydeba, hükümdar Debşelim'in en gözde yardımcılarından biri olmuş... Hükümdar, her işini ona danışma gereği duymuş... Bir zaman sonra da Beydeba'dan; görünüşte eğlenceli, gerçekte ise ders verici ve düşündürücü bir kitap hazırlanmasını istemiş. İşte Kelile ve Dimne böyle ortaya çıkmış.
Kelile ve Dimne
Kelile ve DimneBeydeba · Karanfil Yayınları · 20066.4k okunma
Düşme
Cennetin bütün yaratılmışları. Âdem'le Havva'nın utancının ağırlığından, ayıbının dehşetinden daha kurtulmamışken. Ama affet yakarışını dinlemiş ve Âlemlerin Rabbi'nin affettiğini de bilmişken. Ferahlamışken. Çok geçmedi. Uğultu dindi , gölgeler seyreldi , karanlık hafifledi. Belli ki kelâm inecekti cennet sakinlerinin üzerine, ilâhi hitap işitilecekti. Hitabın haşmetinden, kalbine inen azametten Âdem öyle ezildi ki gözlerini kapadı. Ateşler içinde kaldı. Dizlerine kadar Cennet toprağına battı. Duyduğu ses daha evvel duyduklarından bambaşkaydı. Aslında ses aynıydı da Âdem'in duyuşu başkaydı. Azap etme değil azarlama vardı bu hitapta. Sonsuz ceza değil, kaderin hükmü gerçekleşirken, vasıtasız aracısız son bir kınama. Ses sese katılırken, son bir hatırlatma, uyarma. Azamet zamiriyle Biz, deniyordu. Bundan sonrası: Meydan-ı kaza. Önce başlangıcı duyuldu cümlenin, emir kipindeydi: İnin. Arkasından asıl kısmı geldi: Düşman olarak yaşayın. Hükmü tamamlandı: Ve dünyada bir süre kalın .
Sayfa 149Kitabı okudu
“Okumak bir zihni uyarma çalışmasıdır, talepkardır ve uygun koşullar altında bir çeşit coşku hali üretir.”
E.B. White
E.B. White
dusunbil.com/kafka-ve-okuman...
Reklam
Bu ilk ümmeti terbiye eden Kur'an, Bizim bugün okuduğumuz Kur'an'ın kendisidir. Öyleyse onu okurken yakin duyguları içerisinde ve kesin olarak Onun bir terbiye sistemi olduğunu bilmeliyiz elinde eğitilip yetişmemiz gereken bir mürebbi olduğunu kabul etmeliyiz ister Kur'an'daki itikadi dersler, peygamber kıssaları ister Adem ve Şeytan kıssası veya Ahlaki ve sosyal Emirler yahut savaş ve nizamlarla ilgili hükümler ya da uyarma- korkusuna ve teşvik telkinleri olsun Kur'an'daki her harfin terbiye için geldiğini kesinlikle bilmeliyiz!
Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Isan eskileri uyarma sopa yimineye kadar adam olmazlar
XIX. yüzyılın "burjuva" toplumu, varlığını kuşkusuz günümüzde de sürdüren toplum, çarpıcı ve çatlamış bir sapkınlık toplumudur. Ve bunun ikiyüzlülükle bir ilişkisi yoktur, çünkü hiçbir konu bu denli açık ve bol konuşulmamış, söylemler ve kurumlarca böylesine açıkça üstlenilmemiştir. Toplumun cinselliğe karşı aşırı derecede katı ve genel
Reklam
Haz ve iktidar birbirini götürmez; biri öbürüne karşı çıkmaz; birbirlerini izler, birbirlerine karışır ve birbirlerini kışkırtırlar; karmaşık ve olgusal uyarma ve kışkırtma mekanizmalarıyla birbirlerine bağlanırlar.
Siyonizm bir timsaha benzer. Bu timsahın üst çenesi Amerika ise alt çenesi Avrupa Birliği'dir. Beyni Siyonizm, gövdesi ise işbirlikçilerdir. Türkiye üzerinde oynanan oyunları bilmek için milletimizin iki asırdır sürüklendiği Batılılaşma macerasını ve Avrupa Birliği'ni iyi bilmek gerekir. 1980'li yıllardan itibaren Milli Görüş olarak bütün Anadolu'yu dolaşıp Ortak Pazar'la ilgili konferanslar vererek, bu birliğin gerçek mahiyeti noktasında Türkiye'mizi ve insanımızı uyarma görevini yapmış idik. Türkiye'nin de körü körüne dâhil edilmek istendiği bu birlik nedir? Nasıl oluşmuştur Avrupa Ortak Pazarı? Bugünkü ifadesiyle Avrupa Birliği, geleceği olan bir kuruluş mudur? Ortak Pazar kelimesi içinde "Pazar" diye bir söz ifade ediliyor. Yapılan propagandalarla da bunun sanki bir iktisadi iş birliği hareketiymiş gibi anlaşılmasına özen gösteriliyor. En baştan belirtmek gerekir ki aslında Ortak Pazar denen hadise, bir iktisadi iş birliği hadi- sesi değildir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sokulması demek 400 milyonluk bir Hristiyan âleminin içerisine, 75 milyonluk Türkiye'yi götürüp bir vilayet olarak bağlamak, onların emrine sokmak, onlarla birlikte tek bir devlet håline getirmek hadisesidir. Hadise ekonomik değil, siyasidir ve ideolojiktir. Bundan dolayıdır ki iktisadi meselelerin ötesinde çok büyük mana ve ehemmiyet taşıyan bir konudur.
Sayfa 118
Göz belki de cinsel nesneden en uzak bölgedir fakat bir nesneyi baştan çıkarma durumunda uyarımı belli bir niteliğiyle en çok uyarıya maruz kalan da odur söz konusu uyarma neden olan bu niteliği cinsel nesne söz konusu olduğunda güzellik olarak tanımlarız
Sayfa 146 - FreudKitabı okudu
Bir elini ensesine uzattı, diğeriyle de kolunu tutarak onu öptü. Ama ne öpücüktü. Saçlarını eline dolayarak başını yanj yatırdı, dilini ağzına soktu ve onu yiyip bitirdi. Lucienin vü cudu eriyerek Reidinkiyle birleşti ve Reid baştan çıkarma diyarına dalma girişiminin şimdiden bitip bitmediğini merak etti. Bu merakı Lucienin onu göğsünden iterek
Sayfa 89
922 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.