Kendi hatalarını her zaman kabul eden uygar bir insandı.
Görünüşte en uygar milletler bile, henüz hayatlarını ba­rış ve huzur içinde geçirmek için yüksek bir uygarlık düzeyi­ne erişememişlerdir. İnsanlığın yaratılışında var olan kin, in­tikam ve vahşet; azgın deniz dalgalarının alçak yerlere saldır­ması gibi, insanlar arasında da başkalarının haklarına karşı sal­dırılar halinde sürüyor.
Reklam
Mustafa Kemal'in mütareke metnine ilişkin analizinden
Milletimizin kıyıcılığına gelince, bu da sadece bir yalandan, bir iftiradan ibarettir. Hiçbir ulus, yabancıların inanışlarına ve geleneklerine milletimizden çok saygı göstermemiştir. Hatta denebilir ki, öteki dinlerden olanların dinlerine ve uluslarına saygı gösteren tek ulus bizim ulusumuzdur. Fatih, İstanbul’da bulduğu dinsel ve ulusal kuruluşları olduğu gibi bıraktı. Rum Patriği, Bulgar Eksarhı ve Ermeni Kategigosu gibi Hıristiyan dinlerinin başındakiler imtiyazlara sahip oldular. Kendilerine her türlü serbestlik verildi. İstanbul’un fethinden beri Müslüman olmayanların sahip olageldikleri bu geniş imtiyazlar milletimizin din ve siyaset bakımından ne geniş görüşlü ve yiğit bir millet olduğunu anlatır. Dünyanın en büyük ve uygar ulusları olduklarını iddia ederek milletimize bu kötü halleri yakıştıranlar insaşı olsunlar ve Müslümanlara zorla, İslâm dininin kutsal günü olan “Cuma”nın yerine “Pazar”ı kutsal tatil günü olarak tanıtmak istediklerini unutmasınlar. Ülkemizde yaşayan öteki dinlerin mensuplarının başlarına ne gelmişse, yabancı oyunlarına kapılarak ve imtiyazlarını kötüye kullanarak vahşi bir şekilde ayrılık politikası gütmelerinden gelmiştir.
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Gelişmiş, uygar ülkelerde oyuncak çocuklara hayalleri güçlensin diye alınırken, geri kalan ülkelerde oyalansın diye verilir. Oyuncakları çocuklarına hayalleri büyüsün diye alan ülkeler dünya yönetiminde söz sahibi olurlarken, oyuncakların önemini anlayamayan, küçümseyen toplumlar onların kapılarında oyalanmaya mahkûmdur.
+1
Ölüm, yaşama büyük iyilikler yapar. Yıpranmış olan, zamanını doldurmuş olan, yeryüzünde boşu boşuna kalabalık eden her şeyi mahveder, yok eder. Buna itiraz edilecek. Denecek ki, ölümün gücü ölüm henüz gelişmemiş olan çocukları esirgemez. Ölüm çoğu zaman bütün enerjilerini harcamamış, kullanmamış delikanlıları öldürür. Çok kabiliyetli, toplumsal
"Uygar insan kölelik içinde doğar, yaşar ve ölür. Doğuşunda bir kundak içinde dirilir; öldüğünde bir tabutun içinde çivilenir; insan şeklini koruduğu sürece, kurumlarımız tarafından zincirlenir."
Reklam
İnsanlar, ahlaki açıdan güvenilir değildir. Cinayetten kaçınan ama hırslarının veya arzularının doyumundan kendilerini yoksun bırakmayan ve diğer insanları, karşılığında ceza görmedikleri sürece yalanlarla incitmekte bir an bile tereddüt etmeyen sayısız uygar insan vardır.
Uygar toplum kanun değişikliğiyle, silah zoruyla değil; her bir anne-babanın bilinçli gayretiyle zaman içinde inşa edilir.
Tarih var olmaz, yapılır. “Tarihsiz Afrika”, Avrupa merkezli tarihsel araştırma ve yöntemlerinin ürünlerinden biridir. 20. yüzyılın ortalarında, Avrupa’da yapılan etnoloji araştırmalarında “ilkel halklar”ın, tarihsel araştırmalarda ise “uygar halklar”ın tarihi araştırılmıştır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.