Bir insanın erdemi ne kadar talepkâr ve şüpheci ise vicdanı da o kadar katı ve şüpheci olacaktır ,kendilerini günahkâr olarak en fazla suçlayanlar işte bu ermişlik yoluna sapmış olanlardır.
İnsanın doğuştan gelen kötülüğüne saldırganlığına zalimliğine ve aynı zamanda yıkıcılığına kulak tıkayanlar gerçekleri duymaktansa masalları tercih ediyorlar.
"...içgüdüsel tutkular, mantığa dayalı çıkarlardan daha kuvvetlidir. Uygarlık, saldırgan İçgüdüleri sınırlamak ve fiziksel ters tepkiler vasıtasıyla insanın dışsavurumlarını kontrol altında tutmak için elinden geleni yapmaya mecburdur."
"...temelde değer verdikleri sevilme duygusunun yerine sevmeyi koyarak kendilerini nesnelerinin rızasından azat eder ve sevgilerini yalnızca onlara değil tüm insanlara yönelterek kaybetme tehlikesinden korunmuş olurlar."