Dine inandığını yine de söylüyordu, fakat akıl süzgecinden geçen bir inançla. Müslümanlık onun gözünde mantık, muhakeme, bilim ve bilgiyle uyumluluk içinde 'doğal bir din'di. 'Milletin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançer' olan yobazlığa bütün gücüyle karşıydı. Çağdaş bir görünüşün Müslümanlığa aykırı olduğunu ileri sürenleri azarlıyordu. Camilerde cuma günü verilen vaazların bilim kurallarına uygun olması gerekliydi; vaizler uygarlık dünyasının siyasi ve sosyal koşullarını yakından izlemek zorundaydılar. Bundan sonra vaazlar, halkın anlayabilmesi için, eski bir ölü dille değil, Türkçe olarak verilecekti.
“Radikal” geleneklerin hiçbir şekilde hayvan ve çevre bakış açısından özgürleştirici bir felsefe ya da politika olmadığını kavradım. Solculuğu hayvanlara yönelik bir tür Stalinizm olarak görüyordum. Sol, insanın iktidar patolojilerinin derin köklerini kavrayamıyor, kapitalist insanmerkezciliği sosyalist insanmerkezcilikle değiştiriyordu, bu yüzden asla temel sosyal ve ekolojik sorunları çözemez. Hayvan davranışı konusunda bilim öncesi ve mekanistik modele dayanarak hareket ederken bir yandan da insanları ve hayvanları birbirinin evrimsel bir devamlılığı olarak görmektense ontolojik bir uçurumla birbirinden ayıran düalist zıtlıklar olarak görüyor. Bugüne dek Karanlık Çağlarda çamura saplanıp kalmış, felsefi (hayvan hakları) ve bilimsel (bilişsel etoloji) devrimler, psikolojik olarak şoka girmiş insanlığın ve “uygarlık” denen kanserin yıkıntılarını temizlemek için hayati öneme sahip yeni paradigmalar ortaya çıkarırken Solcuların yanından esip gitmiş.
Yükseliş Önderi Bir Aydın: Snelman
Daha Çar I. Alexandr’in sağlığında Fin kültürünü yükseltmek isteyenlerin
başına Snelman adında biri geçmişti. Bu nedenle bu kişinin hayatı ve
çalışmaları hakkında biraz bilgi vermekte yarar var:
Johan Wilhelm Snelman, 12 Mayıs 1806’da, Stockholm’da dünyaya gelmiş
ve 4 Temmuz 1881’de Danskarby’de vefat
Futbol
Napoleon’un Fransa’nın idaresine geçişinden sonra Avrupa ülkeleri
arasında savaşlara rastlanmamıştır. Napoleon, birçok Avrupa ülkesiyle
savaşıyor ve en çok da İngiltere’yi yenilgiye uğratmak istiyordu. Diğer
taraftan İngiltere de, Napoleon’u tahtından indirmek için her çareye
başvuruyordu.
Napoleon, Rusya’yı da savaşmakla tehdit
Kendini Halkın Sağlığına Adayan Doktor...
Bir Köy Doktorunun Hatıraları adlı eserin yazarı, göreve başladığı ilk
günden beri günlük tutuyor ve Tıp Fakültesini nasıl bitirdiğini, bölge
hizmetine hangi niyetle başladığını kaydediyor.
Talihi kendisine pek yardımcı olmamış, çocukluğunu ve
gençliğini muhtaçlık ve yokluk içinde geçirmiş.
"Biz şuna inanıyoruz: Arap olmayan kitleler, kendi dilleriyle ibadet hakkına başlangıçtan sahip olsalardı bugün İslam dünyasının bilim, düşünce ve uygarlık düzeyi çok yukarılarda olurdu. Çünkü yaratıcı haraketler hızlanarak yürürdü."