Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uyku?
Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam.
Sayfa 2 - Gregor SamsaKitabı okudu
Reklam
vay ben senin derdi s
Uyku tutmuyor. Gözkapaklarımın arasına sıkışmış bir kadın var. ''Çık oradan,'' derdim ona, diyebilseydim. Neylersiniz ki boğazıma da bir kadın kaçmış.
Can YayınlarıKitabı okuyor
Of çok daraldım diyerek kaçabileceğim tek yer uyku
Bir Kore gazisi, tek bir uyku felcinde hissettiği dehşeti, on üç aylık savaşın tamamında yaşamadığını söylemişti.
Reklam
Moğollar Konseri(Bişey Yapmalı)
youtube.com/watch?v=46ALLAo... Derin uykudaydım Sesine uyandım Ter içinde kaldım Uyku tutmadı Yolun ortasında Henüz on altısında
Olmuyordu. Uyuyabilmesi için mutlaka bir şeyler okuması lazımdı. Kendini okumaya öylesine alıştırmıştı ki, okumadan belki de günlerce uyku girmeyecekti gözüne.
İnsanlar böyle değişiyorlar işte, dedim içimden. Fakat bu değişimi kimse anlayamıyor. Hiç kimse fark edemiyor. Benden başka kimse anlamıyor. Açıklasam bile, onlar anlayamazlar herhalde. İnanmaya bile çalışmazlar. Diyelim inandılar, benim neler hissettiğimi asla tam olarak ayrımsayamazlar. Onlar, beni kendilerinin varsayımlarından oluşan dünyalarını tehdit eden bir unsur olarak görürler yalnızca.
"Uyku, yararsız, zararlı, tehlikeli bir zaman ve bir yer idi."
Reklam
Zifiri karanlık, uzayın kendisi gibi derin, çaresizlik hissi yüklüydü. Yapayalnızdım. Bilincim yoğunlaşıyor, genişliyordu. İstesem, o uzayı iyice derinliklerine kadar görebileceğime dair bir his vardı içimde.
Rüyanın grameri ve ona özgü imgelerin belirsiz dünyası, ilgi odak­laştırmanın seçici işleviyle açıklanabilir. Rüya görme ile uyanıklık ara­sındaki fark, dışsal uyarıcıların algılanmasının uyku sırasında elenmesi­dir. Böylece, ilginin odaklaşmasını sağlayan ve sembollerin anlamını sı­nırlandıran dışsal dünyanın etkisi ortadan kalkar.
"Hiçbir kötülük karşılıksız kalmayacaktır. Her kötülük, her suç, er geç ceza görecektir! Ama bu dünya da, ama öbür dünya da! Belki bugün, belki yarın. Belki yarından daha yakın! Bilinmez. Sabır kadar büyük meziyet, iyi huy, Allah nazarında mevcut değildir. Hazreti Peygamberimiz bir “hadisi şerifte buyuruyor ki...” Beytullah Hoca’nın “cemaati müslimin”i esniyor. İçerinin havası gittikçe ağırlaşıyor. Bayram’ın üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi. Gittikçe ağırlaşan bir uyku, gelip göz kapaklarına oturuyor. “Ben öcümü bu dünya da almak isterim! Bugün! Burda! Dostun düşmanın önünde! Benim sorunum bu insanlarla, bugünle, burasıyla!.. Göreceğim adaleti bugün göremezsem, bir değeri yoktur nazarımda! Biz de böyle düşünüyoruz bu kötü aklımızla ey saygıdeğer Beytullah Hoca! Sen ayak ta ve yukarda, biz oturmuşuz ve yerde! Sen ahreti kendine garantilemiş, sen Allah’ın siperine sinmiş, sen ağustos ayında Peygamberin gölgesinde serin; biz, zayıf öküzümüzü, zayıf ineğimizle kağnıya koşup sap çekeceğiz diye tozlu yollarda perişanız Sayın Hocafendi!.. Terliyoruz... Yanıyoruz... Derimiz kavlayıp kalkıyor. Biz de böyle düşünüyoruz ey yaşlı Hoca!..” “Berhudar ol aslanım!” dedi Bayram kendi kendine. “Fakat biz bugünün konuşulmasını istiyoruz. İn, in! Yere in! Yanımıza in! Yanımızda konuş! Atma ordan, yüksekten!..”
Odaklanma yetisinden yoksun bir yaşam, gözler açıkken hiçbir şey görememekten farksızdı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.