Bir Petersburg Şiiri
Dokuzuncu dereceden devlet görevlisi Yakov Petroviç Golyadkin, uzun bir uykudan uyanınca esneyip, gerinerek sonunda gözlerini iyice açtığında, sabah saat sekize gelmek üzereydi. Ama yine de, uyanıp uyanmadığını, hâlâ iyice ayılıp ayılmadığını, şimdi çevresinde olan biten gerçek mi, yoksa gördüğü karmakarışık düşlerinin devamı mı henüz tam anlayamamış biri gibi yatağında bir süre kıpırdamadan yattı. Bununla birlikte, Bay Golyadkin’in duyguları çok geçmeden alışılmış, günlük izlenimlerini kavrayacak biçimde belirginleşmiş, aydınlanmıştı. Küçük odasının kirli yeşil, isli, tozlu duvarları da, maun komodiniyle sandalyeleri de, kırmızıya boyanmış masası da, üzerinde küçük yeşil çiçekler olan kırmızı muşamba kaplı Türk divanı da, nihayet dün akşam aceleyle çıkarıp gelişigüzel divanın üzerine attığı giysileri de tanıdık gözlerle bakıyorlardı ona. Dahası, puslu, donuk, çamurlu bir sonbahar günü; kirli penceresinden içeri öylesine öfkeli, yüzünü öylesine tatsız bir biçimde buruşturarak bakıyordu ki, Bay Golyadkin’in bir masal ülkesinde değil, Petersburg’da, başkentte, Şestilavoçnaya Sokağı’nda oldukça büyük bir apartmanın dördüncü katındaki dairesinde olduğundan şüphe etmesi artık olanaksızdı. Bay Golyadkin böylesine önemli bir gerçeği anlayınca, biraz önce gördüğü düşten uyandığı için üzülüyormuş gibi, aynı düşü hiç değilse bir dakika daha görmeyi sürdürebilmek isteğiyle hırsla kapadı gözlerini.
Sayfa 31 - İletişim Yayınları 1273 • İletişim Klasikleri 38 - Birinci BölümKitabı okuyacak
Günlerce uyuyakalıyordum, ve, uykudan kalkıp uyanınca, en hüzünlü düşleri görmeye devam ediyordum.
Reklam
Sabah erkenden seninle uyanmak istiyorum. Hayatımda yapmadığım bir iş bu. Yani birinden beni uyandırmasını istemek. Uykudan uyanınca ilk olarak senin yüzünü göreyim istiyorum.
Sayfa 532 - Fecr Yayınevi
Bizim evde bırak eti, şekeri, başka şeyleri, ekmek yoktu, ekmek. Annemin içini çeke çeke ağlamasını duyarak az mı uyandığım olurdu sabahları erkenden. Başını elleri arasına almış, sessizce ağlardı. Çünkü çocukları uykudan kalktıkları zaman, ellerine birer parça ekmek veremeyecekti. Oysa ki, uyanınca bizim ilk sözümüz şu idi: — Anne, açız. Ekmek ver!
epub 1. Bölüm Yar Yayınları
Sabaha kadar, rüyalarla,yorgun bırakan bir uykudan sonra, boşuna kollarımı uzattığımı farkettim. Masum bir rüyanın tesiriyle aldanmıştım; uyanınca da boş yere yatakta onu aramakta olduğumu gördüm. Çayırda yanında oturuyormuşum, ellerini tutup, öpüyorum... Uykunun yarı sersemliği arasında, ellerimle etrafımı yoklarken, iyice uyandım. Burkulan kalbimden gözyaşları boşanmaya başlıyor... Karanlık bir gelecek karşısında, tesellisiz kalmış, durmadan ağlıyorum.
Uyanınca Üşümek
ve evler birbirlerinden eskirlerse ve eskiden olmak tükenirse, ve yalnızlığınızın bütün yakılmış mumları erirse, ve sırmalı uykudan usul usul uyanırsanız korkmayın...
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
167 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.