saudade

saudade
@uykukokusu
Uzaklarda
188 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
Peki ama, yok edilmeye değecek önemi nereden geliyordu Nuri'nin? İşte bunu bekçi bilemezdi; belki o, sonu sonsuza dayanan bir yok etme tasarısının ilk kurbanıydı. Her köyden birer kişiyi yok edelim bakalım, diyebilirdi devlet; ötekilerinin yok olmaya ne denli hazır olduklarını anlamak için.
Reklam
Başlarını sallamıştı gidenler. Kimi atına, kimi eşeğine binmiş; yüzlerinde yarım yamalak bir umut, hepsi de ovanın ucundaki dağlara bakıyordu. Belki de bu yüzden, daha yola çıkmadan omuzlarına dönüşlerinin yorgunluğu çökmüştü.
Diyeceksiniz ki, gelmeyince ne oldu? Yanıtı, sorunuzun içinde. Sonu gelmeyen an, ulaşılmayan an yoktur. Büyük bir tutku ile beklenilirse, zaman geçtikçe beklenilen günün yaklaştığı sanılır... Bir yıl mı geçti? Daha iyi denilir, hazırlanacak zamana ihtiyacı vardı. İki yıl mı geçti? Gelmesi yakın... Kaldı ki, Malikânedeki zaman, dışarısı gibi geçmiyordu. Kimse hapishanedeki gibi çentik atmıyordu. Hepimiz, ömür boyu hapistik. Ömür boyu, birbirinin eşi günler... gün saymanın ne yaran vardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Halit gelmişti. Bir öğle. Ben okulun önünde güneşlenirken. Biliyor musun, biz yetim büyüdük hocam. Zazi de, ben de. Diğer kardeşlerim de. Ben babamı hiç bilmedim. Ben beşikteyken öldürdüler. Anamı da bilmedim. Zazi'ye benzermiş. Beni ağamızın anası emzirmiş. Ağamla böylece süt kardeşi oluruz. Ağanın kapısında büyüdüm ben. Muhtara Zazi'yi Ağam verdi. Bu durumda benden isteneni nasıl yapmam? Nasıl soru sorarım? Nasıl niçin derim? Her denileni yaptım. Çünkü yetim büyüdüm. Ve beşikten beri borçlu.
Onu düşünmekten kendimi alamıyordum. Şimdi acının gerçekten ne olduğunu biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken bir şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Geri138
575 öğeden 571 ile 575 arasındakiler gösteriliyor.