Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

saudade

saudade
@uykukokusu
Uzaklarda
188 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
Darıdünyalılar Bir taşın üstüne oturup ufka uzun uzun bakışımız bundan Evlerimiz sokağımızda bizim üst üste yığılmış, öyle yakınız! Biliriz yan yana sokulmak bu dünyadaki yoksulluğumuzdan. Kimine dünya gerek, dünyaya kazzık gerek, çakmak gerek! Biz dünyada cevize sığdık nasılsa gideceğiz diye burdan.
Reklam
Depozit ... Uzun uzun, karıştırarak, onu bunu, bilirsiniz Zaman sıkıntılılar için hiç geçmeyen şeydir. Bana uzak diyarların taşlarını topladığınızda Teşekkür edemedim size bir ara bağışlayın. Ben o topladığınız taşlar kadar baş ağrısıyım. Çok eskimiş bendeki, ve bir okkadar katı Uzun uzun oturdum bugün dediğime bakmayın Siz bana yine de güzel bir şey anlatın. Benim bir kalmışlığım durmuşluğum vardır zaten Bir taş nasıl ağrır bir katılıkta, Bu dünyada isteyip verememek nedir, benden anlayın.
Taygam İki sürgün, dili çalınmış içlerinden ve yolda. Bütün bir gece oturup boş kağıtları karaladık. Uzun uzun susmak olmalı bu. Takılıp kalmış bir kumaş parçasıyım ben ağaçta. Çekik gözlü kadınlar çizdin kuma sen bir ara. Değil burası bizim evimiz, burası da, olmaz bize ev burası, burası değil, burası değil diye diye kaç yıl oldu yoldayız. Ama bizden biri gibi artık bizde suyu kurumuş bir ağlamak ve bir rüzgarlı bayır içimizde.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
XXII Günler öylece kendi kendine geçsin diye bir camın arkasında durdum bana dokunmasın hiçbir şey hiçbir şey yarama merhem olmasın iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye bir camın arkasında durup akan hayata ve zaman baktım. bilirdim, biliyordum, biliyorum, bittiğinde, geçtiğinde, azaldığında sızı, iyileştiğimde, o saman tadıyla karıştığında; her şey daha acı olacak.
XX Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine. bilemem, belki bu yüzden ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. beni hep aynı yerimden yaralayan o eve yine de döneyim döneyim istedim.
Reklam
Mesafe. Evet mesafe çok mühim. İçinden bakarsan görünmüyor lakin biraz uzaktan bakarsan gerçekler olduğu gibi duruyor karşında.
İnkar çok kuvvetli bir savunma biçimi. Kendi bütünlüğünü. O bütünlük ne kadar yarım yamalak kırık dökük olsa da. İnsan hayatta kalabilmek için birşeylere, iyi bildiği birşeylere tutunmak zorunda. Kendi gerçekliği içinde tutarlı kalmalı tutunarak. Bir kez dağılırsa,hakikat parçalanırsa... Tutunmadan yaşayamayan varlıkların biz. Yerçekimi yokmuş gibi mutlaka birşeylere tutunmak zorundayız. İnkar aile geleneğimiz. Tutunduğumuz elimizden gidince inkâr ediyoruz hakikati. Çok acımasız. Ben böyle acımasızlık görmedim. O yüzden inkar ettim. Bir kalbim olduğunu.
Anne dedi bir başka gün. Ağladım. Tamamlandığımı anladım gözyaşlarım akarken. Eksikmişim ondan önce, onunla tamamlandım. Anneydim anne olmasına ya, o söyleyince anladım.
Beni yaşamak cehenneminde tek başıma bıraktın.
Her çocuk emin olmalı annesinin sevgisinden. Bir tek bu bilgi bile yeter insana ömür boyu ayakta durabilmek için. Bunu bilmeden hiçbir zaman gerçek bir hayat yaşayamıyor insan, gerçek bir insan olamıyor.
Reklam
Arzular ve hülyalarla dolu bir hayat, ne olmuşsa, şimdi, teneffüs ettiğim hava gibi, ruhumu sarıyor. Faniliğimi içimde duyarak, yarasını bilen bir mahluk gibi gidiyorum. Kendime, sıhhatime, menfaatime bir yabancı kadar kayıtsız, mazime abanmış, gidiyorum. Gönlümü, baştan başa dolduran, kutsi bir hatıradır. İçimde nice zamandan kalma bir arzu var. Bugün bu eski emelimi yerine getirmek istiyorum. Unuttuğum, unutmadığım; bildiğim, bilmediğim bir yeri, bir mezarlığı ziyarete gidiyorum. Kanlıca'daki yalıdan ayrılalı yıllar geçtikten sonra hafızamla kalanı karşılaştırmak için yerini ziyarete gidiyorum.
Guruplar yalnız ufukta değil biraz da içimizde ölür. Bu, ümitlerimizin muvakkat bir ölümüdür. Ve insan sanır, duyar ki, kendi içinde de böyle bir gurup vardır. Gönlünde açılmış, beslenmiş nice emeller, içinde devrilip sönüyor. Gurup, günün olduğu gibi, talihlerin ve ömürlerin de bir iflası ve sonu değil midir?
Her şey kayar, akardı. Sular, rüzgârlar, bulutlar ve bilhassa zamanlar. Zaman ki baş döndürücü akışını bu saf, bu berrak havada ruh daha çok duyar. Benliğimizdeki harikulade bir sessizlik içinde, ruh, her zaman gizlice duyduğu ezeli bir destanın bozulduğunu, artık sustuğunu anlardı. Onun için bütün guruplar bir dağılma, bir çöküş ve bir ölüm hissi verirdi.
İnsan olan yerlerim çok ağrıyor, Olsun, yine de sen kapanma, şu sıra benim, Yerine bırak ben incineyim.
575 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.