Görev, toplum kuralları, sadakat, özveri, nezaket -bunların hepsi insanı derin bir uykuya daldıran uyku hapları, öyle derin bir uyku ki bu, insan ancak hayatının sonuna doğru uyanabiliyor bu uykudan, tabii eğer uyanabilirse. Uyandığında da aslında hiç yaşamadığını anlıyor.
Sayfa 356Kitabı okudu
Keşke bu kadar kolay olsaydı...
"Ancak şimdi yavaş yavaş kayıtsız bir ruh haline bürünmeye başlamıştı, tıpkı ağır bir hükümden sonra suçluların içine düştüğü bir ruh hali gibiydi bu. Tanrı'ya şükür, artık her şeyin geçtiğini düşünüyordu. O korkunç belirsizlik durumu ortadan kalkmıştı, artık bütün gün beklemesine, hasret çekmesine, sürekli tek bir şey hakkında düşünmesine gerek yoktu. Artık her şey açık ve netti: istekleri, umutları olmadan yaşaması, hayal kurmaması, beklentiye girmemesi gerekiyordu. Dindirmeye çalışmaktan artık bıktığı o can sıkıntısından kurtulmak için başkalarının işleriyle, başkalarının mutluluklarıyla meşgul olabilirdi. O zaman fark etmeden yaşlanacak, hayatı sona doğru yaklaşacak ve başka bir şeye ihtiyacı kalmayacaktı. Artık hiçbir şeye aldırmıyor, hiçbir şey istemiyordu, soğukkanlılıkla akıl yürütebiliyordu. Ancak yüzüne, özellikle gözlerinin altına bir ağırlık çökmüş, alnı bir lastik gibi gerilmişti, gözyaşları ha fışkırdı ha fışkıracaktı. Bütün vücudunda bir kırgınlık hissettiği için yatağa uzandı, yaklaşık beş dakika içerisinde deliksiz bir uykuya daldı."
Sayfa 19 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Oyalanmak, zamanı hızlandırmak, uykunun yerine birşey koymak için, sadece. 1946'yı düşündüm, 1946 Ekim'ini, yirmi beş Ekim gecesini, saat on buçuk sularını, nasıl kadının, küçük Aygen'in, daha minnacık bir bebekken, mahallenin sevgilisi, babasının prensesi, annesinin haylaz uykusuz domuzcuğu iken şey yaptığını, mesela, tren sesini
Sayfa 62 - 4Kitabı okudu
Visperad 7
(Kurbanla ilgili) doğru söylenen sözlere ve kutsanmış Sraoşa (sadakat) ve güzel Aşi (ayinlerimizin mübarek düzeni) ve Nairya-sanghaya hürmet ederiz. Ve secde edilmemiş ve soğukkanlı olarak zafer dolu barışa ibadet ediyoruz. Ve azizlerin Fravaşilerine ve Çinwad köprüsüne ve Ahura'nın Garo Nmanasna, pürüzsüz göğe, ışıldayan ve bütün görkemiyle
Sayfa 163 - VİSPERADKitabı okudu
Uyumak düş ummak demektir. Bambaşka bir yeşili ummak - uykuya dalmak denize dalmak, dibine doğru ağır ağır süzülmek, orada oturmak.
Beni öldürürseniz kendini kentimize böylesine adamış başka birini kolay kolay bulamayacaksınız. İşi latifeye dökecek olursak, kentimiz uyanıp kendine gelmesi için bir at sineğine ihtiyaç duyan, soylu ama iri ve hantal bir ata benziyor. Bana öyle geliyor ki, tanrı beni hiç ara vermeden peşinizden koşarak her birinizi uyandiracak, nasihat edecek ve azarlayacak bir at sineği olarak kentin başına sarmiş. Beyler, böyle özelliklere sahip baska birini kolay kolay bulamazsınız. Dediklerime kulak verirseniz beni serbest bırakmalısınız. Ama belki de, ikazlarımdan rahatsız olup Anytos'un iddialarına inanarak, tatlı uykusundan uyandırılan bir uykucu gibi tek bir vuruşunuzla kolaylıkla hayatıma son verebilirsiniz. Bundan böyle, tanrı sizinle ilgilenecek baska birini göndermezse, bütün hayatınızı derin bir uykuya dalmış halde geçirirsiniz. Tanrı tarafindan, kente böyle bir amaçla armağan edilecek nitelikte biri olduğumu şuradan anlayabilirsiniz. Kendi sorunlarımı ihmal etmem, çok uzun bir süreden beri ailevi sorunlarımın ihmal edilmesine katlanmam, her birinize bir baba ya da bir ağabey gibi yaklaşarak erdemli olmanız için ikna etmeye çalışmam ve hiç ara vermeden sizin menfaatiniz için çalışmam pek de insana özgü davranışlar değildir sanırım. Bu öğütleri verdiklerimden bir ücret alsam ya da onlardan herhangi bir çıkarım olsa böyle davranmamın bir anlamı olabilirdi belki. Ama beni her konuda utanmazca suçlayan suçlayıcılarım bile bunu yaptığıma, yani herhangi birinden ücret talep ettiğime ya da aldığıma dair birilerini şahit gösterme hayasızlığına cüret edemediler. Doğru konuştuğuma dair yeterince inandırıcı bir şahidim var sanırım ,oda yoksulluğumdur!
Sayfa 50Kitabı okudu
