uyqusuz
uyqusuz
@uyqusuz
674 reader point
Joined on December 2014
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
336 syf.
9/10 puan verdi
Birden herkes kör olmaya başlarsa ne olur?
İnsanlar bir anda nelerden vazgeçer?
Insanlar arasında neler ayak altına alınır?
Neleri yitirir, neleri görmez insan?
Ya da şöyle diyelim aslında, insanlar zaten kör olmadan önce de kör değil miydi?
Insan hayatının değersizliği, ahlaki açıdan insanın midesini bulandırabilecek olayların normalleşmesi ya da toplumun tutumu , toplumsal yaşamın vahşete dönüşmesi...
Trafikte araba ile giden bir adam, nasıl olduğunu bilmeden bir anda kör olur..Etrafını, normal körler gibi karanlık değil de "Süt beyaz" olarak görür. (Beyaz Salgın) Öyle bir körlük ki, bulaşıcı. Kör olan herkes karantina altına alınmaya başlar. bir kişi kör olmaz sadece, onun çabaları ve yardımları ile son bir umut içerisin girer insanlar.
Kitapta, olayın geçtiği yer ülke bilinmemektedir, karakterlerin ismi yoktur, Meslekleri ve dış görünüşleri ile ilgili isimlendirilmistir. Örnek : ilk Kör, doktor, doktorun karısı, Polis, taksi şoförü, koyu renk gözlüklü genç kız, kör muhasebeci, gözü siyah bantlı yaşlı adam, gibi..
Saramago okuyan bilir, yazım konusunda, diyaloglar konuşma cizgileri yok. Genelde virgül ile ayrılarak devam eder cümle, noktaya ulaşmak mesele :)
256 syf.
10/10 puan verdi
Beyin felci olan Melody Brooks, tekerlekli sandalyeye bağımlı, kendini ifade edip konuşamıyor ve yardımsız yemeğini bile yiyemiyor ama Melody'nin fotoğrafik bir hafızası var ve çok zeki...Yer yer güldüren, düşündüren, hüzünlendiren bir hikaye.. Okurken, Melody'nin içindeki sese kulak veriyoruz...
Öyle böyle bir hayat yaşıyor herkes, "Hepimizin engellleri var. Sizinki nedir? "
Keyifli, akıcı bir kitaptı. Tavsiye edilir.
626 syf.
9/10 puan verdi
19 y.y Ingiltere'sinde Victoria döneminde geçiyor kitap. Yazarımız Charlotte Bronte içinde bulunduğu dönemin de etkisiyle kitabı erkek ismiyle yayınlar (Currer Bell).. Şu nokta bile o dönemde kadınların üzerindeki baskıyı anlatmaya yetiyor bence.. Kitapta tam bu baskılı dönemde yalnız bir genç kızın nasıl güçlü bir kadına dönüşmesini anlatıyor..
Jane Eyre, küçük yaşta öksüz kalır ve yengesinin yanına gonderilir.. Yengesi tarafından sevilmeyen Eyre, yatılı yurda gönderilir. Uzun süre zor şartlar altında okuyup öğretmen olur aynı okulda. Salgın sebebiyle ayrılır ve hayatını değiştirecek olan bir karar alır. Thornfield'de bir malikhanede Murebbiye olarak iş bulur. Ve evin sahibi Rochester'a aşık olur.
Ama hayatın zorlukları Eyre için hala devam eder
Reader Follow Recommendations
105 syf.
9/10 puan verdi
Günler Aylar Yıllar
Kuraklık zamanında yiyecek içecek bulmak için köylerini terk edip giden insanlardan geriye sadece ihtiyar bir adam ve kör köpeği kalır.. Elllerinde kuraklığın ilk zamanlarında ayakta kalmış bir mısır fidesi var.. Bu fideyi canlı tutmak için maceraya atılır adeta ihtiyar adam ve kör (köpek).. Su, Gübre, Gölgelik, Fareler, Kurtlar, Güneş ve belki de en önemlisi açlık ile sınanırlar..
Keyifli bir kitaptı. Tavsiye ederim..
320 syf.
10/10 puan verdi
29 yaşında, hayata ve insanlara dokunmadan yaşayan birisi Adalet. Bir gün ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenir.. İşlemiş olduğu günahları didik didik eder ve ilk günahı ile masumiyetini kaybettiğini düşünür. Çocukluk arkadaşı Mahsun (Masum)'un elinden aldığı oyuncağı Hülya (Muhlise) ile Mahsun' u tekrar bulmak için bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta, hayatına Hızır gibi yetişen kalbine dokunan biriyle (Sadi Seber) tanışır.Yolculuga devam ederler..
Adalet Mahsun'u bulabilecek mi?
Sadi Seber Adalet'in hayatında neleri değiştirecek.?
Adalet kendi hayatına dokunabilecek mi?
Eğlenceli, güldüren ve bir o kadar da hüzünlendiren bir kitap. Kadınların maruz kaldığı çirkin bir kaç olayı o kadar güzel dile getirmiş ki.. Çevremizde belki denk geldiğimiz ama "körgörü" yani görüpte görmezden gelerek dokunmadan sessizce uzaklaşmayı seçtiğimiz bir kaç olaya da dokunmuş..
Keyifle okudum tavsiye ederim..
"Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda.
Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum.. Ama yok bir hayatım daha.
Bir hayat daha yok....."
