Uyumuyorsun, ama uyku artıkvgelmeyecek. Uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. Ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak...
Sayfa 73 - MetisKitabı okudu
Uyumuyorsun, ama uyku artık gelmeyecek. Uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. Ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak...
Sayfa 73 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak...
Bazen, uykunun seni saran yavaş bir ölüm, hem tatlı hem de korkunç bir anestezi, canlı dokuların bir bölümünün mutlu ölümü olduğunu düşlüyorsun.
"Eğer ölüm bir hiçlikse, deliksiz ve rüyasız uyuyan bir insanın uykusu gibiyse, ölüm bir kazançtır. .... ,çünkü böyle bir durumda bütün ebediyet tek bir gece gibi gözükür. "
Ay ışığı altında bunca geceyi boşuna mı geçirdik, ruhlarımızın birleştiği şu yasemin himayesi altında? Çok hızlı ulaştık yıldızlara da, şimdi bu kırık ve yorgun kanatlarla uçuruma mı düştük? Uyuyan aşk ansızın uyandı da, öfkeyle bizi cezalandırmaya mı karar verdi? Yoksa, bizi toz gibi vadinin derinliklerine savurmak için, gecenin tatlı meltemlerini yıkıcı bir rüzgara dönüştürecek olan bizim ruhlarımızın esintisi midir? Birkaç buyruğa karşı mı çıktık, birkaç yasak meyve mi tattık ki cennetten ayrılmak zorunda kalıyoruz? Fesat mı çevirdik, yoksa isyan mı ettik? Niçin peki atıldık cehenneme? Hayır, hayır! Binlerce kez hayır! Çünkü bizi bir araya getiren dakikalar yüzyıllardan daha sonsuz, ruhlarımızı aydınlatan ışık karanlıktan daha güçlüdür! Fırtına bizi şu azgın denizde ayırırsa, dalgalarda şu sakin kıyıya ulaştıracaktır. Hayat bizi öldürürse, ölüm de yeniden hayata döndürecektir!
Reklam
Zambak beyazı yüzünü defalarca hayran hayran seyrettiği bu gizemli aynada bir kez daha kendine gülümseme arzusu duymuş olmalıydı! Kuşkusuz o tatlı ölü, öte tarafta, sönmüş lambaların altında, menekşeleri içinde irkilmişti; o kutsal ölü, yeraltı gömütlüğünde tek başına, mezar kapağının üzerine fırlatılmış gümüş anahtara bakarak tir tir titremişti. O da konta gelmek istiyordu! Ve istenci, buhur ve yalnızlık fikri içinde kayboluyordu. Ölüm gökyüzünü umut edenler için mutlak bir durumdur, ama Vera için Ölüm hem Göklerin hem de Yaşamın kucaklayışı değil miy di? Ve eşinin yapayalnız öpücüğü karanlığın içinde dudaklarını cezbediyordu. Ve melodilerin geçmişte kalan sesi, eskinin baş döndürücü sözcükleri, bedenini örten ve kokusunu koruyan giysiler, karanlık sevgileriyle onu arzulayan bu büyülü taşlar - ve özellikle, varlığının engin ve mutlak etkisi, sonunda eşyaların da paylaştıkları kanı, hepsi, hepsi onu çağırıyordu; öyle uzun bir süreden beri ve öyle belli belirsiz onu cezbediyorlardı ki Uyuyan Ölü nihayet uyanmıştı, yalnız O eksikti! #vera
Sayfa 111Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.