Fransa’nın uzak bir köyünde yaşayan çiftin çocukları olur. Önce bir oğlan ardından bir kız. Ardından kadın tekrar hamile kalır, gebeliği de sağlıklı geçer. Artık beş kişilik bir aile olduklarında yeni doğan evlatlarının bir sorunu olduğunu fark ederler, ‘normal’ olarak adlandırılan her şey tepetaklak olmuştur şimdi.
.
Engelli bir evlat, kardeş, torun kaç hayatı değiştirebilir? Neyi değiştirir? Sadece kalkış saatlerini mi? Yeme düzenlerini, nereye gidip kaçta geleceklerini? Aslında bunlarla beraber belki de her şeyi.. Hayallerini en çok. Clara Dupont-Monod bu değişimlerle beraber derin bir çukur kazdırıyor okura. Korkularını, kırıklıklıklarını, hoyratlıklarını, keşkelerini koyabilecekleri koskoca bir çukur. Kısa, üç parçalı bir hikayede öyle yoğun duygularla kuşatılıyorsunuz ki..
Bana beklemediğim kadar dokunan bir kitaptı Taşların Anlattığı.. Bir portakal gördüğümde, ‘yalnızca bir portakal’dan fazlasını göreceğim örneğin.
.
Bahadırhan Bozkurt çevirisi, Suat Aysu kapak tasarımıyla ~