I.Darius'un mezar taşında şöyle yazmaktadır: Merak eder de, Dareios kaç ülkenin halkına hükmetti diye kendinize sorarsanız, tahtı taşıyan kazınmış figürleri sayınız. O zaman Pers'in mızrağının en uzaklara ulaştığını anlarsınız ve Pers'in evinden çok uzaklarda savaştığını bilirsiniz.
Hristiyan aleminde, bir yazlık villada Pasta yiyip onu dinlemektense Uzaklarda bir ülkede, bir yel değirmeninde, Peynir ve sarımsak yiyerek yaşamayı tercih ederim.
Reklam
Kimselerin bilmediği şiirler yazdım ve her şeyi terkettim. Beni biçimleyecek, beni istemediğim gibi çizecek her şeyi. En sonunda Umman'ı da terketttim. Umman uzaklarda kalana kadar bırakıp gitmek hiç dokunmamıştı bana. Ondan önceki her şeyi unuttum, ondan sonraki her şeyi yok saydım. Şimdi İstanbul' a bakıp, semtlerde, sokaklarda onun izlerini ararım. Nerede oturur, nasıl yaşar, ne yapar bütün bir gün, merak ederim. Çoktan unutmuştur beni, hiç aklına gelmem. Ama bilmez ki bakıp da ona, "Bugün hava karlı olacak, dikkat etmeli," dedirten ışıkları yakan benim. Umman herkesin üstünde yaşadığımı, her gün birkaç kişinin benim ışıklarımı konuştuğunu bilmiyor. Artık bana dair hiçbir şeyi bilmiyor. Oysa ben bütün ışıklarda onu arıyorum
Uzaklarda bir şey arar, ufuklara bakarken, Benim dalgın gözlerimde hayalini ararsın
Sayfa 111 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Denizin o uçsuz bucaksız enginlere doğru uzanıp gidişlerine bakıp dalarken bir şey onu çekiyor, ta uzaklarda bir yere atmak için sürüklüyor zannediyordu.
Sayfa 324Kitabı okudu
zeytin gözlüm uzaklarda işin ne?
Bir olmaz emelin düştüm peşine Vuruldum hüsnünün şen güneşine. Kara gözlerinin aşk ateşine Yanıp da bahtiyar ölmek isterim
Sayfa 53 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Rabbimin Kur'ân'ı, seçilmiş Nebî'nin sünneti Kül olmuş, nerede devrimciler? Nerede Peygamber'in devrim dostları, kahramanlar Siyonist yerleşimciler haddini aştı, zulüm yaydı Utanç ve rezil yönetim ise buna rağmen sustu, kibirlendi. Düşmanın köpekleri köylerimizin her yerinde dolaşmakta İnsana benzeyenler dolarlarla satın
Sayfa 155Kitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Nefsi ile Mücadelesi
Nefsi ile Mücadelesi Yine nefsim kendi şeklinde bana gelir, kendine dost olmam için yalvarırdı. Yüz vermeyince zor kullanmak isterdi. Bir kere onu, bütün hastalıkları üzerinde, arzu ve istekleri dipdiri, şey-tanları emrine hazır olarak gördüm. Bir sene mücadele ettim. Allahu Teâlâ’nın izni ile hastalıklarını iyileştirdim, arzu ve is-teklerini
Sayfa 70
Reklam
Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkânına girdim. Sessiz bir hayat ile teneffüs ettiği hissedilen karanlık yapraklı bodur bir hurma ağacından başka birşeyle meşgul olmadım. Hareketsiz duran haşim ağaca baktım ve düşündüm: Bir limonlukta mahpus olduğu için, uzaklarda kalan diğer hemcinsleri gibi, öğle güneşlerinde sıcak toprağa gölge salamayan , yağmurlarda ıslanamayan, fırtınalarda sarsılmayan, semayı, yıldızları, ayı görmeye görmeye unutan şu ağaç bulunduğu köşede acaba mesut muydu?
Şefaat, şafaat, şefaat ya RasulAllah!
Ey kutlu, ey kokusu güzel ve ey tertemiz Peygamber! Sana salat ve selam olsun... Bu salat ve selam senin ehl ve ashabının üzerine olsun.. Ey herkesin imdadına yetişen Allah Sevgilisi; ben hicran arkına düştüm, uzaklarda kaldım.. Her yanı aydınlatan himmetini bekliyorum, şefaatini diliyorum..
Sayfa 440Kitabı okudu
General Harbord, yemekten sonra, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensupları ile görüştü, halkla temas etti. Erzurum’da Ermenilerin mi, Türklerin mi daha çok olduğunu sordu. Herkes bir başka yönden buranın bir Türk ülkesi olduğunu anlatmaya çalışırken Belediye Başkanı Zâkir Bey birden söze karıştı, bir pencereden uzaklarda görünen bütün büyük mezarlıkları göstererek bunların Türklere ait olduğunu, duvarla çevrili ufak bir mezarlığın da Ermenilere ait bulunduğunu söyledi ve “Şimdi anladınız mı?..” diye sordu, “Ermeniler ölülerini yemediler ya... Erzurum, dirisi ile, ölüsü ile Türktür!” dedi. General Harbord birkaç gün sonra Erzurum’dan ayrılacak ve ABD Senatosu’na verdiği raporunda, “Karadeniz’den İran’a kadar uzanan Türk topraklarını gezdik. Fakat Ermeni iddialarını doğrulayacak hiçbir şey bulamadık. ... Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şerefini kurtarmaktır” diyecektir.
Sayfa 174 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Allah'ı uzaklarda, tepelerde bir yerde ilgisizce oturan mesafeli bir Tanrı olmaktan çıkaran şey, Kur'ân'ın kendisiydi.
Sayfa 142Kitabı okudu
Gurbet Ellerinde (I) - Yalnızlık
Kuşlar ötmez, yuvalar boş, görünmez Bir ışıltı uzaklarda; yazık ben Öksüzüm şimdi bu yolda giderken.. Gök bile yıldızlarına bürünmez
Sayfa 116Kitabı okudu
535 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.