Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nesli

Nesli
@uzaklardanbiri
Öğretmen
139 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
“Her sevda başlangıçtır bir yenisine Öteki başkaldırır daha bitmeden biri Biz isteyelim istemeyelim sürüp gider böylece. Baksak ki unutmuşuz günün birinde her şeyi Ne o sevdalar, ne ölümsüz sözler kalmış Toplasak toplasak hepsini işte Onca sevda bir sevdayı yaratmış Döner durur başımızın üstünde Gözlerden ağızlardan saçlardan Ellerden omuzlardan yapılmış bir hâle. Ve çınlar herbiri bir silahın yankısı gibi Bir yaşam boyu biz tetiği çektikçe..”
Sayfa 75 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
“Otuz sene evvel otuz yaşındaydım. Yaşlandığınızda,otuz yıl önceki olaylar,bugünkülerden daha gerçek görünür. 1970’ler.. 20.yüzyılın en güzel yılları. Henüz tam uygarlaşmamışız. Değirmenlerle savaşta yenilmemişiz daha. Yedi kat yalnızlığa gömülmemişiz. “
Sayfa 81 - İletişim Yayınları
“Yanlış çağda yaşamanın stresi içindeyim.”
Sayfa 54 - APRIL YAYINCILIKKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sakın yaşlanmaya kalkmayın. Hiçbir eğlencesi yok. Evinizin, siz içindeyken yanmasından farksız. Kulaklarım tencere kapağı kadar oldu,burnum kepçeleşti. Gençliğin tuzu son zerresine kadar çekilmiş vücudumdan. Ağlamak için ellerime bakmam yeterli. Göz pınarlarım kupkuru. Nasıl ki dişsiz gülüyorsam, yaş dökmeden ağlıyorum.
Ama en büyük salaklığım okulun, ne okulu be , evrenin en güzel kızına aşık olmaktı..
Reklam
Kimlikler üzerinden var edilmeye çalışılan her şey kısa ömürlü olmaya mahkum. Bu genelleme de dahil.
Sayfa 17 - Can Sanat YayınlarıKitabı okuyor
Çocuklarınıza isim verirken dikkatli olunuz. Zira isim,biri seslendiğinde dönmenize yarayan bir sedadan başka bir şey değildir..
Sayfa 16 - Can Sanat YayınlarıKitabı okuyor
Derler ki insan gerçek dostlarını otuzuna dek tanırmış. O yaştan sonra dost olunmazmış. Yalan. Böylesi zırvalar zekayı zehirler.
İpeksi bir sessizliğe büründük.. Bir hayat, mahçup ve duru. Rabbim gülleri ve sessiz harfleri koru.. 🤲
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Reklam
“Kendimi evliliğe hazır hissettiğimde, doksanıma basmış olacağım ve iş işten geçmiş olacak. Kim gömecek beni? Ailenin en genciyim, işte insanlar bu yüzden çocuk doğuruyor."
Yaşamı güzel kılan, insanların birbirilerinin yüreklerini ısıtmak için bulabilecekleri iyilik dolu sözcüklerdir. Kimilerini ölene dek unutamazsınız, geriye dönüp baktığınızda anımsayacağınız tek şey size neler hissettirdikleri olacaktır.
Geçmişte kalan her şey kısa sürmüş demektir.
Yaralarım üstünkörü sarılarak yeniden savaş alanına gönderildim, ve hala burdayım.
Güzelmiş :)
Bu kitapta anlatılanların hepsi hayal mahsulüdür. Umarım asla gerçekleşmezler.
APRIL YAYINCILIKKitabı okudu
Benim yaşımda aşk,kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir.
Reklam
Sevgili Dost; Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır.Zarf mahremiyettir,mahrem olmasa da satırlar.Bir köşeye çekilinir , yalnız okunur mektuplar.
- "...O gün büsbütün güzeldi. Hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. Hayatın eşiğinde,düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi..."
Başınızı dik tutun, yumruklarınızı da indirin. Kim size ne derse desin, sinirlerinize hakim olun. Değişiklik olsun diye, kafanızla mücadele edin... öğrenmeye dirense de kafa denen şey iyi bir şeydir.
Saatlerin bulunduğu salonda dolaşmayı sürdürüyorlardı. Hora Usta başka başka ilginç şeyler gösteriyordu ama Momo'nun aklı hep bilmecedeydi. "Söylesene," diye sormaktan kendini alamadı. “Zaman nedir?” "Bunu kendin bulup çıkardın ya," diye cevap verdi Hora Usta. "Hayır, yani zamanın kendisi nedir demek istiyorum," diye açıklamaya çalıştı Momo. "Var olduğuna göre, bir şey olması gerekir. Gerçekten nedir zaman?” "Bu sorunun cevabını kendin verebilsen çok iyi olurdu.” dedi Hora Usta. Momo uzun süre düşündü. "Var olduğu kesin," diye mırıldandı sonra, düşüncelere dalmış bir şekilde. "Ama ona dokunamayız. Tutamayız onu. Koku gibi bir şey. Ama durmadan ilerleyen bir şey. O halde geldiği bir yer olmalı! Belki de rüzgâr gibi bir şeydir! Ama yo, hayır! Şimdi buldum! Belki de hep var olduğu için duyulmayan bir müzik gibidir. Sanırım, benim bunu çok derinden duyduğum oldu!"
Sayfa 176 - Pegasus Yayınları
Kozada sevmediğim ipeği sende sevdim, sarışın kız. Altında sevmediğim, başakta bakıp geçtiğim sarıyı, senin başında sevdim. Başka dudaklarda mânâsız kalan türküler, senin dudaklarında beni hayata çağıran ses oldu. Sana "Hayatım, canım, kadınım, kızım" mânâsında Servet'im dedim. Yeryüzünde en derin sevgiyle söylediğim ad, senin adın oldu. Şimdi bütün dileklerimi, istikbalimi, saadetimi bir kelimede hülasa edebiliyorum. Senin çirkin bulduğun tecrübelerime rağmen, hayatımda şimdiye kadar böyle bir devir hatırlamıyorum.
Sayfa 82 - Ötüken Neşriyat
O gün şuuruna vardı her şeyin. Katıldığı sohbet toplantısının ve istifa gerekçesinin. Mutluydu Süheylâ... Engin'i nasıl sevdiğini de anlamıştı. Engin'i, yani o donmuş fotoğrafta beliren dünya-yı.
Sayfa 50 - Dergah Yayınları