sevgi bir varlık meselesidir, bir bilgi meselesidir ve bir ahlak meselesidir. Diğer bir ifadeyle bugün biz bir sevgi yokluğundan ve yoksulluğundan söz ediyorsak, öncelikle, varlık bilgi ve ahlak anlayışımızı sorgulamamız gerekir.
Sufi şairler, insanı bulmaktan bahsederler. İnsanı kim bulacak? İnsanın kendisi. Nerede arayacak insanı? İçinde. Yunus'un, "Bir ben vardır bende benden içeru!" demesi bu arayışın şair tarafından yapıldığını ve içindeki o mâye-i iman ile var olan insanı bularak aydınlandığının işaretidir. Peki, insanın içindeki insanı bularak irfana sahip olması nasıl mümkün olacaktır? Buna da Osman Kemali, bir şiirinde şöyle cevap veriyor:
Aşkdır insanlığın emin elçisi
Kendinden kendine gider yolcusu
O korkunç yolların aşkdır kolcusu
Ne akıl kalır o yerde ne vicdan
Her yıl bir ila üç milyar ton çöl tozu göğe yükselir. Bir milyar ton 14 milyon va g onu doldurur ki, böyle bir tren de ekvatorun çevresinden Yerküre'yi altı kez dolanır.
Bu kitabın amaçlarından biri okurların havada dolaşıp duran mesajların bazılarını çözmeyi öğrenmesine yardımcı olmak. Gezegenimiz kimi zaman gerçekten anlaşılamayacak kadar büyük gibi görünüyor. Fakat gezegenin en küçük habercilerinin verdiği haber bültenlerini dinlemek, belki de işlerin genelde nasıl gittiğini daha iyi anlamamızı sağlayabilir.
Ben ona, sabah olamasam da
Dingin bir ikindiüstü olayım istemiştim
O her şeyin usul usul durulduğu saatlerde Gelsin, yüzünde uçuk bir gülümsemeyle Yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
Serip üstüne yapraklarımın ağırlıksız yorganını Dinlendireyim istemiştim gölgemin serinliğinde
Üşütmek istememiştim.