Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
“Aşk kıyıya demir atmış uzaktan bakan bir çift sevdalı gözlerdir senin ellerinde”
Turgay Kurtuluş
Turgay Kurtuluş
Reklam
Beni anlamanı ve gerçekten içimdekini görmeni çok isterdim...
"Kimden ne gördün, ne duydun bilmiyorum. Eğer buradan başka bir yerde bir şey yazdığımı sanıyorsan büyük yanılıyorsun. Sadece bu platformda yazılarımın küçük bir kısmını, yalnızca bu hesaptan paylaşıyorum. Acaba düşünüyorum da en sonlarda acıyla ilgili uzun uzun yazıp sildiğim şeyler, travmalarını mı tetikledi? Kendine bir haksızlık olarak mı gördün bütün bunları bilmiyorum. Fakat orada bahsettiğim aşk acısını yaşayan bendim. Senin yaşadıklarını alaya alan veya anlamayan bir yan yoktu orada. Bilakis ben senin yaşadıklarını düşündüğümde sana büyük bir gönül borcu hissediyorum. Ayrıca ben bilmeni isterim ki ben orada oldukça samimiydim. Zira bana olan güvensizliğin, reddetmişliğin ve bir başkasından söz etmişliğin ne kadar zor biliyor musun? Söyle bunlar bana nasıl aşk acısı çektirmesin? Seni bu kadar çok severken nasıl aşk acısı çekmeyeyim? Sana ulaşmak varken uzaktan sevmek ne kadar zor bilmiyorsun, anlamıyorsun, yıllarca da anlamamışsın..." (Jack Brighty'den)
Biliyorum Sana Giden... Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Hala seviyorum seni
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Gözle görülmez, ama göz önünde.
Hayır, kelimeler söylenmediğinde ve sükunet sağlandığında eğer sessizlik dinlenirse bazı şeyler düzelebilir. Ancak ya bir gün söyleyemediklerim yüzünden doğru bildiklerimi unutursam, kaybedersem diye endişeleniyorum.. çünkü bazılarının sesslizliğini kendilerinden başka dinleyeni olmaz. Aslında bu yeterli. Ancak sadece bazen değer verdiklerine
Reklam
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
SENİ BİLMEK - VOLKAN ÇİNİ
Dağların ardından bir selam gönder Rüzgâra dizip de, sar ilmek ilmek. Sensiz bu şehirde geçmiyor günler Kafîîdir yürekte bir seni bilmek. Derdimi tasamı bırakıp geldim Tasımı tarağımı toplayıp geldim Uzaktan kalbini yoklayıp geldim Kafîîdir aşk için çarptığını bilmek Yağmura karışıp, sel olup yağsan Nârıma nur olup, içimde doğsan Tanrıya el açıp, şeytanı kovsan Kafîîdir duânda geçtiğimi bilmek Yolların izinden bir kelâm gönder Mektubuna bizi, yaz emek emek Vuslat hudununu geçerse keder Kafîîdir sevdamdan geçtiğini bilmek
Bir tutam pesimizm, bir demet mizantropi ve bolca realizm...
"İlk görüşte aşk olur mu?" diyorlar. Bence aşk varsa eğer ilk görüşte olur asıl. Bir insanı ne kadar çok tanırsanız onu sevebilme ihtimaliniz de bir o kadar azalır. Nasıl mı? Bir kitapta okumuştum, Bilardo topu ne kadar parlak, kusursuz ve pürüzsüz görünüyor hiç dikkatlice incelediniz mi? Ama o topu binlerce kez büyütüp dünyayla aynı boyuta getirseydik üzerindeki çıkıntıların everest dağından daha yüksek olduğunu görecektik diyordu. İnsanlar da o toplar gibidir bence. Uzaktan bakınca mükemmel ve kusursuz bulduğumuz şeyi daha yakından gözlemledikçe zamanla o kadar da mükemmel olmadığını fark ediyoruz. Yanisi, bazı şeyleri gözümüzde çok büyütmemeli, ona kalbimizde fazla yer vermemeli, ve düşüncelerimizi esir etmesine izin vermemeliymişiz. Bazı şeyler bizden uzakken güzel, yokken güzel. Estetiği bozmaya ne gerek var şimdi?
Reklam
Çünkü aşk, ne çöl gibi devinimsiz durmaktan, ne rüzgar gibi dünyayı dolaşmaktan, ne de senin gibi herşeyi uzaktan görmekten ibarettir.
Simyacı
Simyacı
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.