Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir
...
Sormadan edemiyorsunuz:
Başka türler var mı gerçekten? Esasen kapkaranlık bir evrene saçılmış milyarlarca yıldız grubu içinde, kendi etrafında gezegenleri olan, Proxima Centauri gibi başka kırmızı cüceler de var mı?
Hayat barındıran dünyaların tepesinde ışıldayan ikili güneş sistemleri var mı? Başka “dünyalar” var mı?
Bu uçsuz bucaksız evrende yalnız olmamız pek mümkün görünmüyor insana:
“Bir tek bizsek, ne korkunç bir alan israfı," demişti, ABD’li gökbilimci ve uzaybilimci Carl Sagan, 1985’te. Otuz yılı aşkın bir süre sonra hâlâ sorunun yanıtını bilen yok.
Uzayda yaşamın varlığı halen heyecanlı (ve kabul edelim ki ürkütücü) bir olasılık ama hepsi bu: Bir olasılık.
Ne var ki durum çok yakında değişebilir çünkü teleskoplarımız uzayda yepyeni dünyalar keşfetmeye başladı.
Ben, o olasılığın gerçekleşmesini çok ümit ediyorum.
Bugünü denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar. Geçmiş hakkında hiç düşündün mü Winston? Geçmiş somut biçimde var mıdır, uzayda yer kaplar mı?
Bazen hayal kırıklığı kırılan hayallerin önemi ile ölçülmeyecek kadar çok canını acıtıyordu insanın.
Düşmanından intikam almanın en iyi yolu, onun gibi davranmamaktır..
Hayri ufukta bir gri şerit gibi duran İstanbul’u işaret etti. Burnunun dibinde hep daha fazlası, daha iyisi var ve sen buraya hapsolup kalmışsın.. Uzansan tutabileceğin kadar
Sabit bir noktanın kalmadığı bir evrende yerkürenin dahi bir anlamı kalmayacaktı. Bu düşüncelerin sonu olmadığına karar verdi: “Görelilikte ısrar, ilerlemenin mezarıdır!” Cümlesini beğendi. Ne kadar soğuk da olsa dışarı çıkıp biraz yürümeliydi. Yürüyüp üşüdükçe izafiliğin kırıntıları üzerinden dökülecekmiş gibi geliyordu.
Gerçekten de öyle oldu.