Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
incinmek, incitmek
Hangisinin daha zor olduğuna incitmek cevabını vermenin gerçekçi olmadığını düşünürdüm. Bu yüzden incinmenin her zaman çok daha zor olduğunu, incitmenin ise içerisinde her zaman haklılık barındırdığını -en azından inciten hep öyle düşünür, muhakkak bir kulp bulur haklılık payım var der- dolayısıyla doğru veya yanlış, bir şekilde insanın içini rahatlatabildiğini düşünürdüm. Fakat kendimle tekrar tanıştığımı düşündüğüm şu günlerde, esasen buna vereceğim cevabın incitmek olduğunu çok daha iyi anlıyorum. İncinmek her ne kadar kendi içimizde çözemediğimiz yalnızca ızdırabını yaşayabildiğimiz şeyse de içerisinde suçluluk yok. İncitmede ise bir suçluluk var, özellikle incinmenin ne demek olduğunu biliyorsanız, incitmek insanın üzerine bir katilin duygularını yüklüyor. İncinmeyi karşımızdakinden bir adımın gelmesi ile üzerimizden atabilirken, -tabii eğer bunu telafi etmeyi düşünebilecek insanlarla ilişki kuruyorsak- incitmeyi bir suç olarak içimizde vicdan azabıyla yaşamaya devam ediyoruz. Elbette incitmenin getirdiği suçluluk da muhatabımızın gönlünü almakla geçiyor fakat gönül alma işlerinin neticesi de çoğunlukla incinmekle sonuçlanıyor. İki ucunun da temiz olmadığı bir değnek ne yazık ki... yine de incinmeyi tercih ederim vicdan azabı aromalı ızdıraptansa, kalp kırıklığı aromalı ızdırap evladır.
‘‘ İyilik yapan kişi Tanrıları örnek alır; iyiliğine karşılık bekleyen ise tefecileri! ’’ Seneca, İyilikler Üzerine: III.15.ıv.
Reklam
Agota Kristof
📚🎭 Agota Kristof, hayatının zorluklarını ve dilin önemini eserlerinde derinlemesine işleyen etkileyici bir yazardır. Macaristan'dan İsviçre'ye sığınan Kristof, yaşamı boyunca dilin gücünü ve insan ilişkilerindeki yansımalarını inceler. Ünlü üçlemesi olan "Büyük Defter", "Kanıt" ve "Üçüncü Yalan" ile edebi dünyada büyük başarı elde eden Kristof, diğer eserlerinde de dilin evrenselliği ve iletişim üzerine derin düşünceler sunar. Kristof'un tiyatro oyunları da Fransızca öğrenmeye başladığı yıllarda ortaya çıkmış ve sanat dünyasında takdir toplamıştır. Onun eserleri, insanın iç dünyasına yaptığı yolculuklarla okuyucuları etkilemeye ve düşündürmeye devam ediyor. Kristof'un yazarlık serüveni, dilin sınırlarını zorlayan ve insanın kimliğini derinlemesine sorgulatan eserleriyle dolu bir başarı hikayesidir. 🖋️🌟
DİLİMİZ ÜZERİNE
Dilimizi bilinçli kullanalım . Unutmayalım ki dil geçmiş ile gelecek arasında köprüdür ... KK
İşten geldim ve gördüğüm şey.🫤 Odanın kliması kitaplığın tam üstünde duvara monte edilmiş. Nasıl olduysa klimadan su damlamış kitaplarımın üzerine ve ıslanmışlar 3 tanesi. Annem de görünce üzülmeyeyim diye babamla her yaprağına peçete yerleştirmiş kurusun diye. 😅🥰
Üzerine basa basa gezdiği bahçede, "çiçek kalmamış" diyenlerin çağı
Reklam
İçimizde bildiğimiz şeyleri, kulak da duymak ister bazen. Bu bir hatırlatma değil, bilgilendirme değil. Başka bir kapı aralamak belki... Bildiğini biliyorsun ama bildiğin üzerine düşünüyor musun? Allah(cc) beni yarattı. Bana düşünüp ifade etmeyi öğretti. Yeryüzünü bana hizmetçi kıldı. Peki Rabbimin hangi nimetini yalanlayabilirim?
Bu uygulamadaki insanların olumsuz özelliği; çok fazla kasıntı olmaları. "Aman kaliteli insan olayım, aman her şeye yorum yapmayayım, aman uygulamayı amacı dışında kullanmayayım. " Yalnızca magazinsel yönü ağır basan konularda tartışma yapılabiliyor. Örneğin; Bir kadının "bana çok fazla mesaj geliyor" demesi gibi. Bilimsel kitaplar üzerine bile pek bir tartışma göremiyorum. Bana mı öyle geliyor, yoksa gerçekten böyle mi durum? Bir şeyler öğrenmenin tek yolu okumak değildir, peki sizce?
Aslında yürümek daha iyi geliyor insana; yavaş yavaş yürümek sokakların ve kaldırımların, göklerin ve ağaçların, insanların ve bakışların, gülüşlerin ve hüzünlerin satır aralarında saklı kalmış kelimeleri okumaya sevk ediyor insanı. Yürümek üzerine o kadar çok şey yazılmış ki... Yürümek okumak için bir imkan mı yoksa okumanın bir türü insan karar
Sınanmadığınız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır...
Tarık Tufan
Tarık Tufan
Reklam
REŞATNAME - 2
Pencerene üfle, Canını yak çıkar derinlere. Reşat Bey ahvali paspası üzerine, Çıkamadın şu günahından. Ateşe üfle, Çevir tekrar üfle. Kabuğun çatlar,
Zaman Tüneli
BEN KENDİ YARATILIŞIMLA YARATILIŞ GAYESİYLE MEZHEP VE ANLAYIŞ DİN DİL DÜŞÜNCE EKOLÜ OLARAK BİLİNMEKTEYİM YERYÜZÜ ORTAM ALAN ELALEM ,CEMİA VE HERKES DÜNYANIN GERÇEK ADIYLA TERA ÜZERİNE KURULMUŞ KULLANILMIŞ KELİMELERİMİ . BAŞLIYORUM DENİZ'İN TANRIDAN BAŞKA BİR KRALI YOKTUR ..
Bir beton yığınının üzerine, olmayacağını bile bile gül dikip onu açtırmak için hangimiz çabalarız? Elbette ki hiçbirimiz. O halde yer vermek istemeyen bir kalbe, sırf kendimiz seviyoruz diye girmek ısrarı niye? Şenay Aydemir
Yokluğunla kader bağlarımız arasındaki çelişki telkin ediyordu beni. Geçti bunca acı. Şimdi ne yaparım bilmiyorum. Yokluğunda ne yapıyordum? Sen hayatımdayken nasıldı herşey? Şimdi ne olacak? Bu soruların cevabını sen veremezsin bana. Ben? Ben hiç veremem. Kimseyi duymak istemiyorum. Karanlık içine çeksin beni. Başka bir yolu yok mu ya? Cidden? Bu kadar mı çabam? Tamam bir çaba, emek, azim göstermedim. Gösteremedim değil, göstermedim. Kendi ellerimle geleceğimi geçmişimin üzerine yıktım. Etti sıfır. Koskoca bomboş bir sıfır! Çünkü geçmiştim boştur benim. Çünkü ben hiç yaşamadım. Ben doğduğum an öldüm. Acıyı kaybediyorum, tek varlığımı. Mutlu olmak nedir, bilmiyorum ben. Öğrenmekte istemiyorum. Kaybedin beni ruhlarınızdan, zihinlerinizden. Yok olmak istiyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.