Şimdi tutup da “Beni çok üzüyorsun” falan filan demeyeceğim. Üzülmek mesele değil çünkü, üzüntülerle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Ama bu kadar çok öfkeyi ne yapacağımı bir türlü bulamıyorum. Kavga etsek belki biraz rahatlarım. Ancak kavga belli bir samimiyet gerektirir. Seninle o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum. Halbuki ben gerektiğinde başımı omzuna koyabileceğim birini değil, sinirlendiğimde direktoman kafayı koyabileceğim birini arıyorum. Sana kafa göz dalamadığım için bir türlü sakinleşemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Osman.
Özgür bir hayatın pahası nedir
Zorluklarla mı sınanmak
Geldin işte, çarkları dönüp duruyor kaderin
Üzülmek yok
Rahat bir yaşam için
Adalet terazisini tekmeleyip durdun zalim düzenin
Korkmadın yürürken dikenli yolları
Kalbinle yaşamı öğrettin dostlarına
Uykusuz geceler yaşadın
Şimdi zamanıdır ayağa kalkmanın
Hoparlörü eline alan bir sanatçıdan daha güzeldi sahneyi büyüleyen sesin.
Solmaya yüz tutmuş gecelerimi güzelleştiren şeydi büyüleyici sözlerin.
Duygulanarak baktığım hediyen, gecelerime tanıklık eden bir servetti.
Ben bilemedim kıymetini, üzülme sen sevdiğim.
Konuşmalarınla Akdeniz akşamlarına öğrettin narinliğini.
Kim bilir, uzaklardan gelecek