Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde beni anlamıyorlar diye üzülmek niye
Reklam
Şunu hayal edelim: Genç bir kadın bir gece pembe taksi bulamıyor ve sarı taksiye biniyor. Taksici, taksiyi takip eden ya da taksiyi durdurup onu kaçıran herhangi birisi ona tecavüz ediyor. 1- Tecavüzcünün savunması: Pembe taksiye binmediği için onun da gönlü var sandım. 2- Halkın görüşü: Niye pembe taksiye binmemiş? E o da aranmış! Yaşadığımız ülkede tecavüze uğrayan kadınlara üzülmek yerine "Oh olsun" çeken insanlar var.
Sayfa 130Kitabı okudu
Biz değil miyiz, Allah'ı her anışımızda ona kavuştuğumuz zaman hazırlıklı olmaktan bahseden? Biz değil miyiz ki O'nun aşkının büyüklüğünü anlatan? Bu can bize onun emaneti değil mi? Şimdi kavuşmak zamanı yaklaşan birine bu kadar üzülmek niye? (...) Yoksa insanlar inançları konusunda samimi değiller mi, her şey sadece dilde mi?
Sayfa 330Kitabı okudu
Yeni terapi yöntemi ektedir.
"Avucunu dakikada yetmiş kez açıp kapamayı dene" dedi. Denedim. Daha yirmi üçte elim uyuşmaya başladı, sıkıldım. "Bu kadar kolay pes ettiğin şeyi, kalp, gün boyu, hafta-larca, yıllarca yapıyor. Günümüzde seksen yıl, yüz yıl hatta. Mükemmel bir oluşumu var insan bedeninin. Öyle, ha deyince pes etmiyor. Hayata sımsıkı tutunuyor." Mehtap'ın sözlerini geçirdim aklımdan: O zaman üzülmek niye, on beş gün önce giden altı aylık sevgiliye?
“Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde beni anlamıyorlar diye üzülmek niye?”
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.