Ve insan kendi kendini mahrum bırakır bazen aşktan... Geçmişteki kara mutsuzluklar ve acılar engel olur sevmene... Gözlerinden bir damla yaş süzülür ve düşer narin yanaklarından dudaklarına doğru... Dudaklarına yalnızlığın tuzlu tadı değer... İnsan acı da çekmek ister bazen... Her şey gibi acılar da bağımlılık yapar... Tüm sokaklarına üç noktalarla barikatlar kurulmuştur benim gibilerin... Ah! Kahrolasıca yalnızlık ve hüzün! İçimize bir darta saplanan oklar gibi aniden saplanıveren korkular...
İnsan mutlu olur, üzülür, öfkelenir, bazen yetersiz hisseder, bazen bir günbatımını izlerken dünyanın geçiciliğini düşünür, içini bir hüzün kaplar. Bütün duygular insanlar içindir ve yaşanmalıdır.
Reklam
[1/3] DOĞUM YIL’I, AY’I ve GÜNÜ’NE GÖRE BULUNAN RAKAMLARIN YORUMU Bu rakam, nasıl bulunacak peki? Örnek: 19. 03. 1991 doğumlu olan kişinin, rakamı nedir? 1+9+0+3+1+9+9+1=33, 3+3=6 eder. O halde, 6 rakamının, yorumu okunacak! 1: Lider/Atılgan Güneş’in etkisindesiniz. Çok olumlu bir mizacınız var. Başkasının tahakkümü veya idaresi altında
İnsanı ise tesadüfler eğitmiş, ikili bir varlık olmuş... Ve işte bazen hastayken, mutsuzken, âşıkken, feci bir kabus gördüğümüzde, genel olarak normdan uzaklaştığımız durumlarda iki kişi olduğumuzu açık seçik duyarız: Yani ben tek kişiyimdir ama içimde biri daha vardır. Bu gizemli "o" sık sık mırıldanır, bazen ağlar, içinden çıkıp uzak bir yere gitmek ister, canı sıkılır, korkar... Görürüz ki iki kişiyiz ve birbirimizden bıkmışız. Bilincimiz çift değil tek olduğunda bir hafiflik, özgürlük duyarız, manasız bir hayvan cennetine düşmüşüz gibi. Bilincimizin ikiliğini kaybettiğimiz an bizi hayvanlardan ayıran çizgi çok incedir; sık sık arkaik zamanlarda yaşarız, anlamını kavramaksızın... Fakat sonra iki bilincimiz tekrar kenetlenir ve biz yeniden "iki manalı" düşüncemizin kucağında insan oluruz; yoksul bir teklik prensibine göre kurulmuş tabiatsa bizzat doğurmadığı, kendiliğinden meydana gelmiş ürkütücü ikili yapıların etkisinden kaçmak için dişlerini gıcırdatır, büzülür... Şimdi tek başıma kalmak tüylerimi ürpertiyor! Kafamı ısıtan iki tutkunun o ezeli kaynaşması yok mu...
Çağımız gösteri çağı. Eskiden insanlar sahip olduğu şeyleri göstermekten, anlatmaktan çekinirlermiş, olur da başka birisinin canı çeker de gücü yetmediği için alamaz ve üzülür diye. Arada eskilere gönderme yapınca, düşünüyorum, ne kadar da naif insanlarımız varmış geçmişte. Yaşar Kemal’in Demirciler Çarşısı Cinayeti kitabının başında söylediği gibi, “O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çekip gittiler” sözünü yoğun bir şekilde hissediyor insan bazen.
Çağımız gösteri çağı. Eskiden insanlar sahip olduğu şeyleri göstermekten, anlatmaktan çekinirlermiş, olur da başka birisinin canı çeker de gücü yetmediği için alamaz ve üzülür diye. Arada eskilere gönderme yapınca, düşünüyorum, ne kadar da naif insanlarımız varmış geçmişte. Yaşar Kemal'in Demirciler Çarşısı Cinayeti kitabının başında söylediği gibi, "O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çekip gittiler" sözünü yoğun bir şekilde hissediyor insan bazen.
Reklam
188 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.