İnsanın çok uzun süre çaba göstermeye razı olması ancak zorunluluğun baskısı altındayken mümkündür.
“Abi hayat bu kadar uzun olur mu, çok sıkıldım artık ben, bitse de çekip gitsek!” diyorum. Kimi zaman da, hayat dediğimiz şu hayat neredeyse bir nefes kadar kısa görünüyor gözüme.
Reklam
İnan bana, kendi zamanından çalınmasına izin vermemesi için, o insanın yüze ve insan kusurlarını aşmış olan, seçkin biri olması gerekir; bu sayede yaşamı çok uzun olur, zira ne kadar zamanı olursa olsun kendini tamamen kendisine adar. Hiçbir şekilde kültürsüz ve faydasız biri olmaz, başkasının kontrolüne girmez, keza zamanı ölçüyle koruması sayesinde, ona ikame edebileceği başka bir değer aramaz.
“20 Temmuz 1969'da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay'ın yüzeyine indiler. Apollo 11 astronotları bu seyahatten önceki aylarda ABD'nin batısında Ay'a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğuna ev sahipliği yapıyordu; bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır: “Bir gün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderiliyle karşılaşır. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay'a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır, sonra astronotlardan kendisine bir iyilik yapmalarını ister. Astronotlar "Ne istiyorsunuz?" diye sorar. Yaşlı adam, "Kabilemdeki insanlar Ay'da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim." Astronotlar "Mesaj nedir?" diye sorar. Adam kendi dilinde bir şeyler mırıldanır, sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar "Bu ne demek?" diye sorar. "Bunu size söyleyemem. Sadece bizim kabilemizle Ay ruhlarının bilebileceği bir sır," der. Üsse geri döndüklerinde astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulurlar ve ondan mesajı tercüme etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalarla gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotların o kadar dikkatle ezberlediği sözlerin, "Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınızı çalmaya geldiler," olduğunu söyler.”
Kolektif KitapKitabı okuyor
"Anlıyorsun değil mi? Yol uzun. Bu bedeni taşıyamam. Çok ağır."
İlk başlarda insan tanrılara esirmiş. Bu esaretin zincirlerini koparmayı zamanla başarmış. Sonra kralların esiri olmuş. Fakat onların da zincirlerini koparmış. Bu sefer doğumunun, ecdadının, ırkının esiri olmuş. Bu zincirleri de koparması çok uzun sürmemiş. Bütün kardeşlerine, ne tanrıların ne kralın ne de diğer insanların elinden alabileceği haklara sahip olduğunu bildirmiş. Karşısındakilerin sayısı ne olursa olsun, bu hakkı kimsenin ondan alamayacağını söylemiş. Çünkü sahip olduğu hürriyetini en tabii hakkı olarak kabul ediyor ve bu hakkın üstünde başka bir hak tanımıyormuş. Ve insan işte böyle asırlardan beri kanı ile sulanan hürriyetin eşiğinde durmuş.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.