Şöyle bir an olsun durup da, uzun vadeli toplumsal olgular üzerine, doğa ya da insanlığın yaptığı büyük işler, diyelim isa'nın yaptıkları üzerine doğru düşünüp düşünmediğini -içtenlikle-sordun mu kendine? Hayır, düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç. Bunu yapmak yerine, komşunun düşüncelerin hakkında ne söyleyeceğini ya da dürüstlüğün sana çok .paraya patlayıp patlamayacağını sordun.
İşte Küçük Adam, sen kendine yalnızca bunu sordun, başka hiç bir şeyi değil, yalnızca bunu. Böylece büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona yaptıklarını unuttun gitti. Kalktın, bir başka saçmalık yumurtladın, bir başka küçük bayağılık yaptın, bir başka derin yara açtın. Sen, unutursun Küçük Adam. Ama büyük adam, doğası gereği unutmaz. Sanma ki, kin besler büyük adam.. sanma ki, öç alır, yalnızca NEDEN BÖYLESİNE BAYAĞI DAVRANIŞLARDA BULUNDUĞUNU ANLAMAYA çalışır. Bu söylediklerim senin duygu ve düşüncelerine yabancıdır, biliyorum. Ama inan ki: Yüz kez, bin kez, milyon kez acı versen,—yaptığını bir an sonra unutsan da—kapanamayacak yaralar bile açsan, büyük adam, yaptığın yanlışlardan ötürü senin yerine acı çeker; bu yanlışların büyük olmasından değil, küçük ve değersiz olmalarından dolayı acı çeker. Seni bu gibi şeyleri yapmaya iten nedenleri bilmek ister.