Dogmalara bir antitez olarak oluşan eser dogmalara körü körüne bağlılığı reddetmiş, onları akıl süzgecinden geçirmenin, sorgulamanın ve bu şekilde daha aydın bir dünyanın varolabileceğini çok kesin bir dille savunmuştur. Ona göre, Tanrı evrenin mükemmel yaratılışıyla karşımızdadır, en büyük Kelamı yarattıklarındadır ve ayrı dillerle yarattığı insanoğluna çelişkili vahiy göndermeye ihtiyacı yoktur, bu durum onun onuruyla ve imanla oynamaktır. İnsanlığın varacağı tek nokta ise gerçek din Deizm'dir. Yazar, Hıristiyanlık ve Yahudilik ön planda olmak üzere bütün dinlerin ve peygamberlerin uydurma olduğunu savunuyor. Takıldığım bir nokta Yahudiler ve Hıristiyanlar hakkında yaptığı bunca eleştiriye Müslümanları eklenmemiş olması. Aslında satır aralarında bir değinme var ama islam ve müslümanlık hakkında ağır bir eleştiride bulunmamış. Nedenini merak ettim ve doğrusunu söylemek gerekirse 'Acaba nasıl bir eleştiri yapardı ' diye düşünmeden edemedim. Eseri okurken sizleri biraz yorabilir. Özellikle dinler konusunda eleştiri yaparken kullandığı dil beni rahatsız etti; elbette eleştirebilir ama bunu güzel bir dille yapmak varken hakaretvari bir dille yapmış olması hoş durmamış yine de okunmaya değer bir eser.