Bu bataklığın suyu da çamuru da;
-Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.-
-Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir.
-Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
(Bakara suresi 30 ):Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
Bu
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Seri katilin psikolojik nevrozları olan bir manyak olması ve vahşet dolu işkenceleri bir noktada kan donduruyor.Lakin odağınız onda okumaya devam ediyorsunuz.
Kitabın sürükleyiciliği muntazam işlemiş.
Karakterlerin isimlerinin olmaması romana ayrı bir hava katmış.
Kitabın ithaf sayfasında yer alan
“Karınca Olmayanlara” kısmı ise uzaklara daldırıyor okurunu.
Bizler hayatımızın hangi noktalarında karıncalaşıyorız ? Farkında veya maruz kalarak.
Kaldırılmayacak , sınırlarımızı aşan neleri sırtlanıyoruz .?
Hangi mobinglere göğüs germe mecburiyetindeyiz ?
Yazarın ilk kitabı olduğu göz önüne alınınca elbette eksikleri mevcut fakat gerilim seven ve psikoloji okurlarına tadımlık sofistike bir roman olacaktır .
Karınca OlmakB. Oliver Uzgur · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 026 okunma
YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Sefiller ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Sefillik* temalı bu inceleme bana 13 gün boyunca arkadaşlık etmiş 1724 sayfalık dünyanın en uzun sefalet destanının sadece birkaç sayfalık özüdür. Elek hayat, elekten geçemeyen taşlar ise sefil
Geçen sene okuduğum bu kitabı ara ara açar kısa okumalar yaparım. Geçenlerde kitabın ölümle ilgili bölümüne denk geldim. Genel bir incelemeden ziyade kitaptaki bu bölümün bende uyandırdıklarını paylaşmak istedim. Keyifli okumalar.
''Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın sen bayram
Bu yıl yine
çok gülüyor,
kısa giyiyor dediler,
kardeşler ablasız,
ağabeyler kardeşsiz,
çocuklar annesiz kaldı.
annelerin kuzuları, babaların bitaneleri,
öğretmenlerin öğrencileri öldü,
¶¶Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar.”¶¶
"İlerle" demişti adam. "Sakın arkanı döneyim deme. Sadece İlerle." Arkanı döndüğün an her şeyin bitip hiçliğin başladığı an olacaktır. "
Giriş efsane değil mi sizce de? :))
20. Yüzyılda, yakın geçmişimizde yaşanmış bir savaş... Katliam, vahşet, insanlık ayıbı... Dünya susarken Bosnalılar sessiz çığlıklar atıyordu... Hatta bas bas bağırıyorlardı, kimse duymadı, duymak istemedi ;insanlığın ayıbı işte orada başladı...
Bu bir savaş mıydı, değildi;zamanında Kosovayı işgal eden Türklerin faturası Müslüman Boşnaklara