Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tarihe ışık tutan, geçmişteki vahşeti gözler önüne seren bir dram... Miller’ın okuduğum ilk eseri, tarzını anlamama yardımcı oldu. Bu oyunda “yobazlık” üzerinde durmuş. Dini, hristiyanlığı eleştirmeden yobazlığı ve kiliseyi eleştirmesi çok olumlu bir olay. Bu sayede insanlar Arthur Miller’ın bir din düşmanı olduğunu düşünmüyor ve her kesim dediklerini ciddiye alıyor. Olaya başka bir boyut kazandırmak adına kendi yorumumu da eklemek istiyorum. Miller sadece tarihe gömülmüş bir olaydan bahsetmek istemedi, vahşetin yüksek olduğu olaylardan birini ele alıp her nesilde görülen bir yanlış olan yobazlığı gözler önüne serdi. Her toplumun, geçmişte ve gelecekte bunlardan ders çıkarması gerekiyor. Oyunun içeriğinden bahsedecek olursak, mâlum dönemde kurulan cadı mahkemelerini, Salem kasabasını konu alıyor. Daha sonra aynı konu üzerine dizi, film hatta oyun olmak üzere birçok yapım da ortaya çıktı. Miller’ın yazdığı Cadı Kazanı hepsine öncü olmakla birlikte içlerinde en etkileyicisi olma özelliğini taşıyor. Burası tamamen benim fikrim, öznel bir değerlendirme yapıyorum. Bir süredir amatör bir tiyatrocu olarak tiyatro metinleri okuyorum, yanı sıra uzun zamandır roman ve öykü türünü de kendi çapımda düzenli olarak okurum. Miller’ın bu eseri beni şu ana kadar en çok etkileyen yazıtlardan biri oldu. Oyunu resmen yaşadım; John Proctor her öfkelendiğinde ben de hissettim, Elizabeth’in hüznüyle ben de kaygılandım. Tüm karakterleri tanıdım, oyunu okuduğum 1 gün 2 gece boyunca en iyi tanıdığım insanlar onlardı. Gerilim, vahşet, dram hatta korku hep üst dozajdaydı. Bu yüzden oyunu okuyacak olanlara yüksek konstantrasyon tavsiye ediyorum.
Cadı Kazanı
Cadı KazanıArthur Miller · Mitos Boyut Yayınevi · 2011395 okunma
19 öğeden 16 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.