Bir gün anneme, "Ben kitap okumayı sevmiyorum," dedim. Nasıl karşılık verdi dersiniz? "Ne demek kitap okumayı sevmiyorum?" "Sevmiyorum işte," dedim. "Seeev-mii-yoo-ruuum!" O an annemin gözlerinden ateş çıktığına yemin edebilirim ama yine ispatlayamam. "Ne demek sevmiyorum? Öyle şey mi olur? Nankör olma. Okuyup öğrenesin diye dişimizden tırnağımızdan artırıp alıyoruz o kitapları sana. Şu dediğine bak!" Tam nefes almak için verdiği o kısacık arada sorumu soruverdim. "Peki sen seviyor musun anne kitap okumayı?" "O nasıl soru? Seviyorum tabii," diye cevap verdi. Anne babaları anlamak zor. Soru sorarsın, " O nasıl soru?" derler. Cümle kurarsın, "O nasıl söz " diye karşılık verirler. Cümleyi kurana değil kurdurana bakacaksın. " Madem seviyorsun, neden elinde hiç kitap görmüyorum? Görünmez mi senin kitapların?" diye soruverdim bir cesaret. Annem bunu duyar duymaz çıldırdı! Neymiş efendim, vakti mi varmış okumaya! Yemek, temizlik, çamaşır, ütü, bulaşık... Öyle kendiliğinden mi oluyormuş bunlar, ne sanıyormuşum? Çorabımı bile çekmeceye kendim koymuyormuşum! Odamın dağınıklığında kedi, yavrusunu kaybetse bulamaz -mış- mış- mış... Vay arkadaş! Ağzımı açtığıma açacağıma pişman oldum resmen. Konu nasıl her seferinde dönüp dolaşıp benim dağınıklığıma bağlanıyor, anlayabilmiş değilim. Hem bütün akşam televizyon izliyorlar, yalan mı? Çok seviyorsan okursun. "İnsan sevdiğine vakit ayırır, demezler mi?
Mızraksız İlmihal'den..
Arkadaşlar! Yarın diye bir şey yok! Düşleyip durduğumuz, tiryakisi olduğumuz, uğruna bugünümüzü zehir zemberek kıldığımız yarın yok! Dün’ü de bugün; ekranlardan, manşetlerden, siyasetten ve gözde şarkılardan bir çarmıha gerip karşısına geçtiler ve koka-kola ve viski ve şampanya ve votka içtiler. Çünkü köpek yanlarının esiri olanlar dünyaya efendi
Reklam
Sultan ve Cariye
"Zamanında bir padişah ordusuyla bir fethe çıkar. Şehri aldıktan sonra şehrin ortasına bir çadır kurarak bir süre orada konaklar. Çadırın temizlik ve yemeklerini yapmakla görevli bir cariye tutar. Sultan çadırdan çıktığında cariye çadıra gelir temizliğini yapar ve yemeklerini hazırlar, akşam vakti Sultan geri döndüğünde de cariye çadırdan
Sayfa 110Kitabı okudu
Hayatında hiç bu kadar kendine ait zamanı olmamıştı. Çocukluğundan beri günleri öyle dolu geçmişti ki, akşam beşikte sallanmasına gerek olmamıştı. Taze gelinken yardım görmüştü ama bu, hiç durmadan koşturarak mutfak ve ev işleriyle ilgilenmesine mani değildi. Emma Teyze'nin evinde nefes almasına bile vakit bırakılmadığından, işlerini keyfince
Deliler Boşandı.
Arisontopolis devlet radyosu, akşam yayınlarında şu haberi veriyordu: '' Allo allo...Sayın dinleyiciler! Şimdi aldığımız bir habere göre, şehrin en büyük akıl hastanesinden elli deli bugün kaçmayı başarmışlar ve şehre dağılmışlardır...Son dakika alınan haberden askeri kuvvetlerin de işbirliğiyle polisin bütün arama taramalarına rağmen akıl
Kur'an'ın Apaçıklığı
Maide 15, Neml 1, ayetlerinde yer alan “kitabin mubin” ifadesinin veya Hicr 1, Yasin 69 ayetlerinde yer alan “kur’an’in mubin” ifade-i celilelerini Kur’an’ın “apaçık” olduğu ve tebyine (açıklamaya) muhtaç olmadığına delil getiriyorlar. Cevap: Bu ayet-i kerimeler ve benzerlerinde yer alan “mübin” ifadesini iki türlü anlamamız mümkündür. Birincisi
Sayfa 88