Memlekette sadece edebiyat isteyenlere göre edebiyat beynelmilel bir estetik çerçeve içinde kabul edilen bir mefhumdur ve bu telâkki edebiyatta memleket arayanların isteklerine asla mani olmaz. Öyle bir asırdayız ki milli ve beynelmilel temayüller aynı nisbette inkişaf ediyorlar ve aralarındaki antagenizme rağmen birbirlerini bozmağa değil, tamamlamağa doğru gidiyorlar. Milletlerin milli ayrılıkları nisbetinde birbirlerine karşı artan alâkaları ve tecessüsleri, her memlekette tercümenin sahasını ve ehemmiyetini çoğalttı. Bugün bizim yazılarımızda isimlerinin sık sık geçmesinden şikâyet edilen ecnebî müellifleri, hemen her memlekette zikredilen beynelmilel kadroya girmiş imzalardır. Hatta bir Marcel Proust, bizde, sadece makale arası ismi geçen muharrir olduğu halde, en nasyonalist memleketlerde, meselâ Almanya ve İtalya'da ona dair kitaplar neşrediliyor. Proust için böyle olduğu gibi Valery ve daha pek çokları için de başka türlü değildir. Beynelmilel alâka ve münasebetlerin millî temayüllerle çaprazlaşarak arttığı bir devirde bizim dünya fikriyatıyla temasımızı kesmemize veya azaltmamıza neden lüzum olsun?
Cioran'dan inciler
(Cioran'dan "Valery'den Seçmeler" için önsöz yazması istenir.) Büyük şairi itin g.tüne sokan bu önsöz, doğal olarak, yayınevi tarafından Cioran'a ısmarlanmış olmasına karşın kitabın önünde ya da sonunda kullanılmamıştır.
Reklam
“Acı çekmek , dikkatini bir şeye en üst düzeyde vermek demektir .” Paul Valery
Ağzımdan çıkacak En ufak bir iç çekiş Beni hayran bırakacak Tapındığım neyse ona Mavi sarı suda Gökte ve ormanda Dalganın gülünde. (Narkissog, Paul Valery, Melanges. )
susuyor, söylemiyor bildiği tek şiiri “güzel olan hiçbir şey hülâsa edilemez” demiş çünkü Valéry.
Kendimden nefret ettim, kendime hayran oldum: sonra hepimiz birlikte yaşlandık. - Paul Valery
Reklam
susuyor, söylemiyor bildigi tek şiiri "güzel olan hiçbir şey hülasa edilemez" demiş çünkü Valery.
helbestvanên nû ji min re derketin,,
Zor zamanlarda, yani yaşamın neredeyse her evresinde hep orada olan şiir yine bana eşlik ediyor. Raflardaki şair dostlarına bakıyorum. Kavafiler mi? Seferis mi, Ritsos mu? Bir Fransız şairi, Perse, Valery, Char? Yoksa bir Rus mu, Mandelstam, Pasternak, Ahtmatova mı? İrlandalı Yeats mi? Belki de Milozs ya da Neruda? Yanıma gelecek modern bir şair olmalı, doğrudan ruhuna, mevcut ruh halime hitap etmeye devam ediyor. Gözüm Ekelöf'e takılıyor, tam da bu tür dondurucu kurt kanunu zamanların edebi sesi olan İsveçli şair Gunnar Ekelöfün tüm şiirlerinin toplandığı zenginliklere uzanıyorum.
Paul Valery, modern çağı birbirine en uzak fikirlerin hep birlikte serbestçe varlığını sürdürür göründüğü, yaşamak ve öğrenmek için sabit bir referansın kalmadığı bir çağ olarak betimler.
beklenmedik bir şekilde aşkı buldu Violetta Valery
Reklam
İnsanlar gösterdikleriyle birbirinden ayrılır. Sakladıklarıyla birbirlerine benzer.
“güzel olan hiçbir şey hülasa edilemez” demiş çünkü Valéry.
Valery Legasov: Bilim insanı olmak naif olmaktır. Gerçeği aramaya o kadar odaklandık ki gerçekte ne kadar az kişinin onu bulmamızı istediğini görmedik. Fakat görsek de görmesek de tercih etsek de etmesek de gerçek hep ortadadır. Gerçek, ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi umursamaz. Hükûmetlerimizi ideolojilerimizi, inançlarımızı umursamaz. Her zaman pusuda bekler. 🎬 Çernobil
Ölüler şehrinin, öldüğü gerçeğini saklamak ...
Şehrin sonsuza dek tahliye edildiğini biliyordum ama insanlara bunu söyleyebilecek ahlaki kuvveti bulamıyordum. Ayrıca sonsuza dek ayrıldığımızı söyleseydim eşyalarını toplamaları epey uzun sürecekti. Radyasyon seviyesi zaten tehlikeli hale gelmişti. Bu yüzden geçici bir hareket olduğunu söyledik./ Valery Legasov
Sayfa 123Kitabı okudu
"Işıldayan düşünüm sarhoş ediyor beni... Ve bütün sözcüklerin ruhumda titrediğini duyuyorum."