Merhabalar
Kalemini keyifle okuduğum @saydamt ın #derinlik eseri ile geldim. Bu eserde yazarımız #hiçlikyadaherşey eserinde aklımızda kalan soru işaretlerine cevaplar veriyor.
İlk eserinde kedisi Hector'un kaybı ve onu arayışı ile uğraşan Genç Kadın, bu eserde onun hazin kaybı ile yaşadığı ağır depresyon, başından geçen Adem1,2,3 kişilerinin onda bıraktığı etkiler ve hayata bakış açısına ışık tutıyor.
İçerisinde yer alan kendi kendine de ne kadar güçlü olduğunu yine kendisine hatırlatmak için yazdığı satırlarda varlığını tanımlayan ya da tamamlayan şey herhangi birinin yanında olması değildi diyor. Aslında Genç kadının hayatının özeti bu, alması gereken ders bu yalnızca.
"Kişi bu hayatta kendini kabullendiği ve kendini sevdiği kadar vardır. Benliği iyi olmadığı sürece başka insanlara iyilik ve güzellik saçamaz. İnsanın öncelikli hedefi kendi mutluluğunu gözetmektir. Mutlu olduğu sürece diğer insanları da mutlu edebilir. Sürekli başkalarının mutluluğunu gözeten kişi kendi mutluluğunu erteliyor olacaktır."
~
"Var olmamızın aslında büyük bir sebebi var. Bu kavram zamanla ilgilidir. Kişinin kendi benliğine çıkan yolculukta algılayabileceği farkına varacağı ve kendiliğinden bilerek hissedeceği bir olgudur. Kimin hayatına nerede dokunacağımızı asla bilemeyiz ve kime ne kadar faydalı olacağımızı. Aydınlanmış insan var olma sebebini her zaman düşünür."
~
Gönülden tavsiye ederim, kaleminin takipçisi olacağım mutlaka, sevgiyle kalın dostlarım
~
Yıldırım Bâyezid'in şehzadeliğinden padişahlığının sonuna kadar geçen; aradaki kahramanlığını, cesaretini, bilgeliğini, kıvrak zekâsını anlatan, 10 bölümden oluşan bir eser.
Yormayan, açık bir anlatım var. Tavsiye ederim.
"Burada her şey geçici değil mi? Burada her şey fırtına hızıyla geçip gitmiyor mu, yaşamının tüm gücü çok nadiren sonuna kadar dayanır, ah, selde sürüklenip kaybolur, kayalara çarpıp parçalanmaz mı? Seni ve etrafındaki yakınlarını tüketmeyen bir an bile yok, senin bir yok eden olmadığın, olmaman gereken bir an bile yok; ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir gezinti bile binlerce solucanın yaşamına mal olur, atılan her adım, karıncaların bin bir zorlukla yaptığı yuvayı yıkar, küçük bir dünyayı ezerek utanç veren bir mezara dönüştürür. Ah! içime dokunan, dünyanın nadir ama büyük felaketleri, köylerimizi silip süpüren seller, kentlerimizi yutan depremler değil; yüreğimi sarsan, doğanın içinde yer aldığı evrende gizli kalan yok edici güç; komşunu ve kendisini yok etmeyen hiçbir şeyi var etmez doğa. Bu nedenle korku içinde başım dönüyor. Yer ve gök, ve onların etrafımda faaliyet içinde olan güçler: Gördüğüm, sonsuza kadar önüne geleni yutup geviş getiren bir canavardan başka bir şey değil."
Daha okuyorum tabi. 122. sayfaya gelmişim. Kitap Türkiye'ye ilk geldiğinde almıştım. 90 sayfa kadarını okuyup bırakmışım. Yıl 2024. Şu an su oldu akıyor. Her kitabın kesinlikle bir zamanı var. Kesinlik.