bir tereddüdün romanı
kaderimi yapan benim; fakat beni yaratan bir ben daha var ve birbirlerine bağlanarak nâmütenahiye doğru giden bir ben silsilesi içindeyiz. bunların arasındaki gizli nisbetleri irademizin içinde farzedersek mukadderatımıza hakim olduğumuzu iddia edebiliriz; fakat irademizi bu nisbetler haricinde, fakir ve müstakil bir kuvvet sayarsak, açık denizlerdeki ceviz kabuğundan farkımız yoktur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Shrek ve Prenses Fiona
"Shrek" (2001) animasyonunda hepimizin aklına kazınmış olan "Hallelujah" şarkısının olduğu bir sahne var. Shrek korkunç bir devdir ve güzeller güzeli Prenses Fiona'ya aşık olur. Tam hislerini anlatacekken Fiona ile Eşek'in konuşmasına kulak misafiri olur. "Bu kadar çirkin ve korkunç bir yaratığı kim sevebilir ki !?" diyen Fiona aslında Shrek'ten değil kendisinden bahseder. Fiona gündüzleri güzel bir prenses, geceleri ise çirkin bir deve dönüşür. Bu laneti bozacak olan tek şey gerçek aşkıyla öpüşmesidir. Lanetten haberi olmayan Shrek duyduklarını üstüne alınır. Sonrasında bişiler olur, hemen ardından bu şarkı gelir. Aslında bu bir şarkı değil, bir ilahi. Film için bestelenip şarkıya dönüştürülmüş. Eski Ahit'ten, Tanrı'dan bu kadar bahsedilmesine rağmen, şarkı sadece dini bir bağlamda takılı kalmıyor; üstü kapalı bir şekilde bir aşk acısını, gerçek aşkı kaybetmeyi, hatta zaman zaman da cinsel arzuları anlatıyor. Hallelujah dinimizde "şükürler olsun" anlamına gelir.
Reklam
Yeşermeyen umutlarım. Vazgeçmek bilmeyen ''yorgun'' bir bekleyişim var.
Yaşar Kemal şöyle diyor; "İnsan olmadıktan sonra güzel göz, güzel kaş, sırım gibi boy herkeste var. İnsan dediğin yüreğiyle, inceliğiyle insan olmalı."
Nefesimi neden yorgunluklarım ve şöyle bir geriye baktığımda affı mümkün olmayan kırgınlıklarım var yalnızım desem inandıklarıma ters değilim desem yaşadıklarıma ters mutsuzum desem Şükrüm incinir ; mutluyum desem yüreğim...
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.