Kendimi satılırmızdan da hardemli ve daha aydınlanmış saymadan önce iki kere düşünmekte yarar var. Doğamızı kontrol altına almayı başarmış olabiliriz ama onu komple yok etmemiz mümkün değil.
herkesin bahanesi var senin yok günahlı bir gölgenin serinliğinde biraz bekleyebilirsin, daha sonra burada kalamazsın, başa dönemezsin ama dön
Reklam
Bütün bunların yanında bir Filistin var. Timsah gözyaşlarına boğduğumuz ama kendilerine "ümmet" diyen dindaşların şimdiye dek hiçbir şey yapmadığı, yalnızca cihatçı örgütleri desteklediği bir yok-ülke, adı var kendi yok. Yalnızlıktan bol kimsesi yok. Hamaset de bol, kefenini giyen fotoğraf çektiriyor, geceleri konvoylar dolaşıyor Anadolu kentlerinde, Filistin ve yeşil İslam bayraklarıyla, üç gün sonra dinecek bir öfke, herkes işine gücüne dönecek.
+539
Bir gün Meryem'in oğlu İsa hızla dağa kaçıyordu. Sanki bir aslan onu parçalamak için kovalıyordu. Birisi İsa'ya sordu: - Seni kim kovalıyor da sen kuş misali uçarcasına kaçıyorsun? Seni ne aslan ne de bir düşman takip ediyor. Öyle ise bu kaçış kimden? - Cahillerden (ahmaklardan) kaçıyorum. Lütfen bana engel olma. Körlere ve sağırlara şifa veren İsa sen değil misin? Sihirlerden koruyan, çamurdan olan kuşa can veren İsa da sen değil misin? - Evet o benim. Kayadan oluşan dağa üfledim çatladı, parçalandı ve dağıldı. Ölüye üfledim, canlandı. Bir şeyler var ettim ama ahmağın gönlüne sevgiyle üflediğim halde netice alamadım. Sert kaya oldu veya kum oldu da hiçbir tohum bitmedi. Şeklinde açıkladı. Adam tatmin olmayıp: - Peki Allah'ın adı her şeyi etkiliyordu ahmaklığı neden etkilemiyor? - Ahmaklık Allah'ın kahrıdır, ani körlük, sağırlık gibi bir hastalık değildir. İnsan bu tür hastalıklara acır ama ahmaklık insanı yaralar, zira o Allah'ın programladığı vasıftır. Çaresi yok diye açıkladı.
Bu benim öyküümmm :)
Çok severdik biz halka tatlıyı. Hacı amca da sık sık alır, dağıtırdı bize mutlu olalım diye. "Biz" dediğim, mahallenin çocukları işte. Hacı amca ne zaman parkın karşısındaki yoldan geçse -evine giderken mecburen bu yoldan geçerdi- merak ve heyecanla ellerine bakardık poşet var mı yok mu diye hemencik. Elinde poşet görürsek heyecanımız
Sayfa 42
Zaten iş yüzde değil, yüzün büyük önemi yok; bence yüzün iyi, kendi hesabıma çok beğeniyorum... Ama bunu demeyecektim ki... Namuslu ol Vanya, en önemlisi o. Namusunla yaşa, boş yere gururlanma! Önünde uzun bir yol var. Mesleğinde şerefinle çalış; demek istediğim buydu, evet buydu!
Sayfa 7 - T.C İş Bankası Yayınları, I Bölüm VI
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.