Öldüğünüzde, sizde benim gibi çürüyeceksiniz, o zaman nasıl yaşadığınızın ne önemi var?
Benim burada ne işim var?" diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de, her bir dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz. Çalı çitlerin arasından arada bir görüyorsunuz onları. Yaprakların arasından gelip geçen şekiller halinde. Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil, bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız. Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
Reklam
Doğrunun, iyinin ve güzelin ne olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz: Ne sofistler, ne şairler, ne hatipler, ne sanatkârlar, ne de ben. Fakat aramızda şu fark var ki bu adamlar bir şey bilmedikleri halde her şeyi bildiklerini sanıyorlar; bense bir şey bilmemekle beraber hiç olmazsa bilmediğimden şüphe etmiyorum. Bundan da anlaşılıyor ki Tanrının bende gördüğü akıl ve hikmet üstünlüğü sadece benim bilmediğimi bilmediğimden emin oluşumdur."
Basma bu eşikte benim kalbim var, Kalbim ki bir uzak hayale ağlar
Benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu...
Ölmek için sabırsızlanmak...
Ne var ki o anda ona asıl ağır gelen şu düşünceymiş: "Ya ölmezsem! Ya tekrar yaşamaya başlarsam! Upuzun bir hayat olursa önümde! Her dakikası ile benim olan bir hayat!.. Her dakikasını yüz yıl yapardım, bir anını boşa harcamazdım, her dakikasını hesaplı kullanırdım, bir dakikasının bile değerini bilirdim!" Bu düşüncenin onu sonunda sinirlendirdiğini, öyle ki bir an önce onu idam etmeleri için sabırsızlanmaya başladığını söylüyordu.
Reklam
"Krallığı yok." "Benim var." "Varisi yok..." "İkiz alevi var." "Nagueli yok." "Onun içinde bir ejderha yaşıyor." "Artık kanatları bile yok." "Nova'sı var!'
Sayfa 175Kitabı okudu
Ama benim olmayan bir şeyi sana nasıl verebilirim?
- Ne oldu sana? Ne zamandan beri senin yaşamın, benim yaşamım diye bir şey var? Biz bir yaşamı paylaşıyoruz; yaşamımızı birleştirmek için birbirimize yemin ettik. - Ama benim olmayan bir şeyi sana nasıl verebilirim?
Sayfa 313 - Ayrıntı Yayınları, 82. BasımKitabı okudu
Bu hoşnutluk, bu ağrı ve sızılardan uzaklık, bu katlanılabilecek, bu yılgın günler güzel şeylerdir doğrusu; öyle günler ki, ne ağrı sızılar, ne sevinçler seslerini fazla çıkarmayı göze alabilir, her şey fısıldayarak konuşur ve ayak parmakları üzerinde bir gölge gibi devinir usulcacık. Gelgelelim, ne yazık ki benim tuhaf bir durumum var, özellikle
-Rahatla tatlım, söz veriyorum, çok yavaş gireceğim içine. Yağlanmış penisi kıç deliğimin ucundan azıcık içeri giriyor, ama girmeden önce kendine bir yer edinmeye çalışıyor, sonra yavaş yavaş ilerleyerek, her adımda benim bu kadar dar bir alanda böyle kalın bir şeye alışmamı sağlıyor. Her seferinde biraz daha ileri ve derine giriyor, yarattığı yoğunluğu azaltmadan benim içimdeki pozisyonunu koruyor. Hiç ara vermeden, sanki organı buraya sığmak için yapılmış gibi içimi doldurmaya devam ediyor ve ben bu sarhoşlukla bir nara atıyorum. Şimdiye dek arkamdan girdiğinde hiç bu kadar şehvet hissetmemiştim. Bana tamamen, bütünüyle sahip olması harika. Diğer eliyle klitorisime masaj yapıyor, gittikçe daha sert ve ısrarcı bir şekilde yapıyor bunu ve ben kendimi kaybetmeye başlıyorum.
Reklam
“Benim de bir kuralım var,” dedim Jude’a gülümseyerek. “Törende gelini öp­mek yok.”
Siz benden uzak kaldığınız süre boyunca benim kalbimin nasıl atmasına imkân var ki?
Handan, Handan, şimdi senin benden, mukaddes maksattan daha büyük bir şey, bir his istemeni anlıyorum ve şimdi bende de sana bu hissi verebilecek kabiliyeti hissediyorum. Tamamen hissediyorum fakat bana açık durup da benim bakmadan geçtiğim o büyük, yumuşak kal- binde başkası var değil mi?
Sayfa 79 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hayat böyle değil kızım, benim küçük saman çöpüm, hayat böyle değil, bak elalem nasıl seviyor, öyle seviyor ki yanıp kül oluyor. Saçmalama baba kül samandan iyi mi? İyi, çünkü külün bir geçmişi var, bir zamanlar ateşmiş hiç olmazsa.
Sayfa 104 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Ördekler Okulu
Masal anlatmışlar ve süslü çok heyecanlanmış ve bir kardeşi de çok heyecanlanmış ama Ötekiler mıymıylanmış onun için de annem demiş ki Haydi Masalı bitireyim sonra sizi dereye ileteyim demiş Evet sonra masal bitmiş dereyi elletmiş denedim balıklarla oynamış balıklarla oynamışlar yarışmışlar sonra arkadaşlarıyla oynamışlar sonra Anneleri demiş ki Yarın okulumuz var haydi gidelim erken kalkacaksınız demişler çantalarınızı hazırlayalım demişler Ondan sonra da gidip çantalarını hazırlayıp şey size Bakayım öğretmeninizi beğenecek misiniz demişler Ondan sonra Ötekiler hiç uyumak istemiyorlarmış ama uyumuşlar mecburen ve yarın okula gitmek istemiyormuş aslında küçük Aman mecburen gitmiş ve şey servise demiş ki anne ne olur benim için küçük Çocuğuma iyi bakın Çünkü hiç gitmek istemiyor demiş onun için servis hep ona bakmış sonra kaçar falan demiş Yani onun için de servis sadece ona bak ve okul çok iyi geçmiş ve anne annesi ile paylaşmış hepsini bu kadar
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.