Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne kadar üzüldüklerini sana söyleseler de hoşlarına gidiyor eksik olman. Kendilerinin bile bundan haberi yok tabii. Bunu asla itiraf edemezler, bilmezler de. Değişik bir haz duyuyorlar sanırım; hayatlarında şimdilik şükredecekleri bir sebep, bir dayanak olarak görüyorlar. Bana sorarsan Allah'a daha çok sığınmalarını bile sağlıyor başkalarının başına gelen kötü şeyler. Televizyonlarda ve gazetelerde kötü haberlerin dikkat çekmesi; en çok izlenen, en çok okunanların onlar olması biraz da bu yüzden. İnsanlar böylece kendi hayatlarında ne kadar güvende ve mutlu olduklarını hissediyorlar. Sence de öyle değil mi? Hep şükredecek bir şeyler arıyor bu insanların gözleri, bu yüzden bizim gibilerin acılarına derin derin bakıyorlar. Buram buram kokluyorlar acıyı, içlerine çekmeye çalışıyorlar. Ya da ne kadar üzgün olup olmadığımı izleyerek, ölmüş birini ne kadar sevmiş veya sevmemiş olduğunu anlamayı deniyorlar. Üzülmek ve birini sevmek sanki her zaman birbiriyle alakalıymış gibi. Bu yüzden, cenazelerde de kim, ne kadar ağlıyor diye bakıyorlar gözlüklerinin arasından. Ağlamayanı taşlıyorlar bakışlarıyla. Oysa hiç üzülmeden de sevebilir insan. Sevdikleri ölünce yas tutmak yerine kutlama yapan toplumlar var. Bilmezler ki. Sığ fikirliler ne anlar, insan olmaktan..?
Sayfa 148Kitabı okudu
Ne varda girdin ki hayatıma.Yeterince mutsuz bir insanken neden mutlu edecekmiş gibi davrandın.O kadar sevgi eksikliğim var ki; yaptığın her davranışı istediğim gibi kabul ettim abartarak kabul seni sıkmış bunaltmış da olabilirim.Ama seni köpek gibi sevdim be! Çok mu zordu senin de beni sevmen…Omuzlarına ağır mı geldi…Haklısın gerçek sevgi herkesin kaldırabileceği bir şey değil…Sen de haklsın… -Zeynep Nur
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
Tam düşmandan aşka okuyayım ama yavaş yavaş aşık olsunlar diyorsanız kitabı hemen koşun okuyun diyorum Delilah ve Macon çocukluktan beri birbirlerinden nefret etmekle kalmayıp, laf dalaşının ustası olmuş iki çocuk. Hatta söyledikleri sözler büyüdüklerinde kalp kırıklığı olacak kadar... Birde Delilah'ın kız kardeşi Sam var. ( Hiç sevemedim) Macon sürekli Sam ile takıldığı için Delilah'ın evine girip çıkabiliyor. Delilah ve Macon'ın lise mezuniyetine kadar devam eden bu atışmaları bir olay sonucu son buluyor. Bir daha birbirlerini görmüyorlar. Ta ki on yıl sonra Sam, Macon'un annesinin saatini çalana kadar... Yıllar sonra karşılaşan bu büyümüş iki çocuğun nefreti hala sürüyor mu? Yoksa her şey geçmişte mi kaldı? Bunları çoook güzel bir şekilde okuyoruz Ben aralarında ki çekimi ve didişmelerini çok sevdim Beni güldüren bir kitap oldu Gerçekten ayrıntılı yavaş yavaş ilerleyen kitapları seviyorum. Bazı kişiler okurken aaaa yetti artık sıkıldım diyebilir shshhsjs. Ama ben seviyorum böyle ilerlemesini Kitabın en güzel yeri Macon'ın mektuplarıydı
Tatlı Düşmanım
Tatlı DüşmanımKristen Callihan · Ren Kitap · 2023248 okunma
Muçi - Ferhat Aksoy
"İyi geceler." dedi yastığını tokatlayıp uzanmaya hazırlanırken. "İyi geceler." diye yanıtladı dördü. Ben koroya katılmadım. Gözlerimi açalı beş saat olmamıştı. Gece yarısından dört saat önce uyanmıştım. Gecenin iyi mi, kötü mü geçeceğine ben tanıklık edebilirdim. Uyumamamın sebebi tabii ki gecenin yargılanışında şahitlik etme isteğim değildi. Asıl sebebini ben de bilmiyorum ama son altı yıldır gündüzleri yaşamıyorum. Tabii zamanla farkettiğim ya da kendimi iyi hissetmek için uydurduğum bir teori vardı uykuyla ilgili. Her şey bir ulaşma meselesiydi. Uykuya zor yoldan ulaşmak, kâbus görmenin önüne geçiyordu. En güzel uyku, ona karşı koyularak gelen uykuydu. Akşamları uyandığımda günün dörtte üçünü uyuyarak geçiren bebeklerden farksızdım. O yüzden rahatça söyleyebilirim bebek gibi uyuduğumu. Tabii bir bebek olmak varken, 21 yaşında beş erkeğin verdikleriyle nefes alıp, onlara verdiklerini iade etmem benim tercihimdi. 21 yaşındaydım. Yolun yarısı mı yoksa 14 yılım daha mı var bilinmez ama son zamanlarda başım yaşımdan aşkın." #edebiyat #yeraltı #roman #alinti
Sesim var ama duyan yoktu. Bende içimden konuştum. Biliyorum öyle anlar oluyor ki çığlıklar atıp yeter demek istiyorsun. Sakın bir tek benim mi başıma geliyor diye düşünme. Korkma, bana da oluyor hep. Bir yanım sus dese de bir yanım kalk şu masaya bir yumruk at diyor.
- Ah, insan okuma yazma bilince her şeyi kolay öğrenir. Ah, ben böyle kör kaldım. - Hiç okuma bilmez misin kızım? - Okurum biraz ama okuduğumu anlayamam ki ... - Bir şey yapalım öyleyse. O kıza söyleyeyim buraya gelsin bazen, sana ders öğretsin sen de ona nakış gösterirsin. Onun da nakışa çok hevesi var. Olmaz mı? - Ah, öyle olsa ... Ne güzel! İsmi nedir o kızın? - Ragıbe Hanım.
Sayfa 46 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okuyor
Reklam
Böyle bir insan sevilir mi, sever mi, nefret eder mi, acı çeker mi? Herhalde sever de, nefret de eder, acı da çeker; çünkü hiç kimse bunlarsız edemez. Fakat nasıl oluyor da bu adam herkesi sevmenin kolayını buluyor? Böyleleri insanlarda bir tür düşmanlık ve öç alma duyguları uyandırır. Onlara ne kötülük etseniz gene gelir size sokulurlar. Ama şu da var ki, duydukları sevgiyi sıcak, soğuk diye ölçmeye kalkarsak, bunlarınki hiçbir zaman ortayı aşmaz. Herkes sevdikleri için iyi insan sayılırlar; oysa kimseyi sevmezler ve kötü olmadıkları için iyidirler.
Sayfa 35 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
144 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Belki 15 sene önce alıp okuduğum bir kitap ve daha nicesi var. Kitaplığımı düzenlerken ve tekrar buraya kayıt olurken farkettim ki okuduğum çoğu kitabın içeriğini hatırlamıyorum. Şuna karar verdim bende arada (kalınlar hariç ) bazılarını tekrar okuyabilirim. Rıfat Ilgaz’ın mizacını seviyorum . Sorunlarımız ne kadar zaman geçsede aynı kalabiliyor. Peki neden? Seneler geçsede neden zihniyetler değişmiyor? Bu bizim memleket için mi geçerli peki? Çok soru sordum sanırım ama cevapları az çok tahmin edebiliyorum. Değişmeyiz anacuğum değişmeyiz …
Garibin Horozu
Garibin HorozuRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2006424 okunma
Zindanlara Protesto!
Utançla doğrulacak topraktan filizler, büyüdükçe tükürülecek etimize, kemiğimize. Anlayamayacağız; ey, bu toprakta büyüyenler! Sizleri eken bizlerdik, ne oldu da bizi beğenmezsiniz! Bastıracağız tüm öfke ve kinimizle, kendi kanımıza, kendi toprağımızda büyüyenlere. Ve düşüneceğiz kıt akıllarımızla, direneceğiz silahlar ve bombalarla;
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 77
Ayrılıkla yaşamak demek... Ayrı oldukça, ayrı kaldıkça ayrılığı sona erdirmeyi istemek demek... ayrılık biterse aşk da biter bu yüzden.. Oysa aşkın (var)olabilmesi için ayrılığın da olması gerekiyordu. Ayrılık varsa aşk da vardı, yoksa aşk da yoktu. Peki aşk yoksa, ayrılıktan, yani nedeni olmayan bir sonuçtan nasıl sözedebiliriz ki?!?! Kimsenin
Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Reklam
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 76
Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır. Hasılı dört menzile sahip bir dairenin içindeyiz: ayrılık menzili, hasret menzili, acı-ızdırab menzili, aşk menzili. Dikkat edilirse düz bir çizginin, bir doğru'nun içine bu menzilleri yerleştirmekten kaçınıyorum; yani 'önce'
Sayfa 76
Kuş Oldum Uçtum Gökyüzüne.
Bu yürekte bi dert var Yine mi keder lan yine Efkar Biz hiç gün yüzü görmedik oğlum Olsun yaşamaya yine de sebep var Elbet bir gün Yedik hayattan hep sürgün Her şey mümkün Yeter ki annem hep gülsün
Seni tekrar yazabilecek kadar gücüm yok, vedama hoşgeldin Hiç sevmediğimi düşünürdün her zaman bu yüzden mi boşverdin? Sana verecek bir kalbim kalmadı, üzgünüm ellerim boş geldim Herkes sağ çıkabilmiş bu bataklıktan, geriye bi' ben kaldım Bir tek seninle konuşamadım ama bütün kağıtlara dert yandım Aramıza ördüğün şu duvarlardan çiçekler açıyor görmen gerek Sana anlatacak çok şeyim var ama her şeyden önce dönmen gerek Dünya sandığın kadar masum değil, masallarda adil kazanır Seni sensizken çok anlattım ama eğer gelirsen tarih yazarım Aynı filmi tekrâr izlemeyecektim kalbime söz dinletemedim Benim hayallerim çok kırıldı gel, ömrümüz de yalan olsun Zarar vermişiz sevgimize, seni kendimden bile kıskanmışım Yazdıklarım hiç geri getirmemiş, nefret etmişim hırslanmışım Mayıs ayının yağmurları yağıyor, yine kendi başıma ıslanmışım İçimde herkesten karanlığım, uzaklaş gökyüzü hep mi siyahtan? Yeterki ahirette karşıma çık geçtiyse hakkım haram olsun Yıllar çok şeyi değiştirebilir yazdıkların da silinebilirmiş Bazen kalmayı çok istesen bile yüzüne bakmadan gidilebilirmiş İnsanı aşk değil gurur yakarmış, ne garip ben gururu yaktım İnan ki olmayışın bile sorun değil, ben seni sensizken sevdim Eskisinden de hareketliyim ama mevzu sen olunca duruldum artık Belki de son kez yazıyorum artık, sana bahsedemem yorulduğumdan Güzel seven bütün insanlar yine yanlış kalplere kanacaklar...
- Ee, komşuya gittiğinde komşu hanım "Bu cuma gel, Kağıthane'ye gidelim" diyecek, kandıracak. Nihayet olmaz! Sen benim kız gibi öyle uslu, olgun bir kız, bir kadın tanırsan getir kızla görüşsün, konuşsun ki kız da ondan bir şeyler istifade etsin. O vakit ben sana ne diyebilirim? Yoksa başka türlü olmaz. Ben bu kızı on beş sene var ki böyle saklıyorum.Babası da benim, anası da ... Fena mı terbiye vermişim? Eğer verdiğim terbiye fenaysa bu usulü değiştireyim. Fakat zannederim ki değil. - Aaa, ben öyle mi dedim! Ben kız sıkılıyor diyorum. Yoksa ...
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okuyor
400 syf.
8/10 puan verdi
Right place, right time, right book, right persona. En çok ilk bölümünü okumaktan zevk aldım. Sanki sonsuzluğa doğru ilerliyormuş gibi akan kelimeler bana büyük bir zevk verdi. Adeta zamanımı durdurdular. Yazarın, özellikle gece uyumadan önce kafamızın içinde oradan oraya savrulan düşünceler gibi bir anlatıma sahip olması ne kadar zevkliydi
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,216 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.