İmam-ı Şazeli Hizbü'ş-Şekva Duası
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Allahım! Yakarışımızın başında, sevip hoşnut olacağın şekilde Sana, en bereketli, en mübarek, en kutlu, en çok hamd ü senalarla hamd ediyor, Seyyidü'l-âlemîn ve Fahru'l-müslimîn Efendimiz Haz-reti Muhammed Mustafa'yı Senin rahmet, bereket ve selâmınla bir kere
72.EL MUAHHİR
İstediğini geri koyan,arkada bırakan.
73.EL EVVEL
İlk olan,öncesi ve başlangıcı olmayan.
74.EL AHİR
Varlığın sonu olmayan.
75.EZ ZAHİR
Varlığını ve birliğini belgeleyen bir çok delilin bulunması açısından aşikar olan.
76.EL BATIN
Duygulardan gizli olup gözle algılanmayan.
77.EL VALİ
Kainatı,her an olup biten hadisatı tek başına yöneten ve idare eden.
78.EL MÜTEÂLİ
Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden,her hal ve tavırdan yüce.
79.EL BERR
Kullarına karşı iyiliği,lütfu ve şefkati çok olan,her iyilik ve ihsanın ana kaynağı.
Gafil olma cümle cihan bir vücud
Fark edersen aziz mihman sendedir
Çün Ademe kıldı secde-i sücud
Her arşayı arşı rahman sendedir
Adem beytullahtır adem kabedir
Adem kutb ü adem iş bu esmadır
Ademden ba deyi Muhammed Mustafadır
Fark edersen aziz sultan sendedir
Ademi don edip giyindi Allah
Cem i cümlesine bir idi Allah
Günah etmen deyi buyurdu
Hz. Aişe, Ey Allah'ın Resûlü, dedi; bana duâ et!
Levlâke levlâk ufkunun nûrlandırıcı güneşi:
- Allahım, dedi; Âişe'nin gizli, aşikâr yaptığı ve yapacağı bütün günahlarını affet.
O an Hazret-i Âişe sevincinden dolup taştı, öyle bir saâdetle güldü ki, yüzünde cennet çiçekleri benek benek gezindi.
Varlığın sebebi olan Cenâb-ı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
- Ey Aişe'cik, buyurdu; duâm seni sevindirdi mi?
- Sevindirmez olur mu, ey Allah'ın Resûlü?
- Vallahi o benim ümmetim için her namazda yaptığım duâdır! 💙🤍
Derler ki bütün kainat bir noktadan ibarettir; insana verilen o noktada mündemiçtir ve bildiğimiz her şey o noktadan türemiştir. Hattat yazmaya kalemin kağıda dokunduğu yerden başlar, her şeyi içine sığdıran o sırlı noktadan... Sonradan kağıda nakşedilen her kelime o noktanın hakikatinden doğar, cümle lisan o bir tek noktanın içine
Onın bizzat Brahmayla aynileştiğini gördük. Bunu, öğretisi bu noktada da daha pekçokları gibi (biçimdeki büyük farklılıklara rağmen) temelde hint geleneğiyle ay nı olan İslam maneviyatından (esoterisme) aldığımız bir ifadeyle, "Ulvi Özdeşlik" olarak adlandırabiliriz [Guenon, vahdet-i vücud ve ayn-i cem' mefhumiarmlifade etmek
Yokluk içindeyiz ama varlığın kıymetini bilmiyoruz.Çünkü yokluğumuzun varlık zannediyoruz. Oysa varlık da yoklukta izafidir. Peki bunun farkındalığına ne zaman ulaşırız? İnsanın yaradılış gayesi ruhuna sırlanmıştır. Vakti geldiğinde aşikar olur.
"Sanat, örtülerin kaldırıldığı, gizli olanın aşikar kılındığı bir yolculuktur. Çünkü sanat bir hakikat yolculuğudur ve hakikat sadece bir önermenin doğruluğu demek değildir; daha derin anlamıyla, gizlenmiş olanın açığa çıkarılması, varlığın saydamlaşmasıdır. O yüzden güzel bir şiirle karşılaştığımızda, onun içimizde saklı duran bir duyguyu ifşa ettiğini fark ederiz. Eğer şiir söyleyebilseydik, biz de onu öyle söyleyecektik. Yani hep mevcut olan, orada öyle ifşa edilmeyi bekleyen, günübirlik farkındalık ile erişilemeyen hakikat, sanatsal ifade ile açığa çıkar. Şairin diliyle, "güzellik hakikattir, hakikat güzellik."
Hayatiyetin anlamı, faşizm ve Nazizm bu kavramın üzerindeki kuramsal vurguyu, Batı dünyasının değerlerinin çoğuna hayatta kalmak adına saldıran siyasi sistemlere devşirdiğinden beri önemli bir mesele haline gelmiştir. Platon'un Lakhes adlı yapıtında cesaret ile hayatiyet arasındaki ilişki, hayvanların cesaretinin olup olmadığı konusu
Bilginin Keşif Çabası
❅ ❅ ❅
Malay dili ve edebiyatı profesörü olan Malezyalı bilim insanı Seyyid Muhammed Naqib el-Attas(1931-•••); İslâm Felsefesi sahasında yaptığı değerli çalışmalarıyla bir çok uluslararası felsefe cemiyetinin onur üyesidir. 1975 – 1980 yılları arası farklı zamanlara tekabül eden kısa zaman
Bilginin Keşif Çabası
❅ ❅ ❅
Malay dili ve edebiyatı profesörü olan Malezyalı bilim insanı Seyyid Muhammed Naqib el-Attas(1931-•••); İslâm Felsefesi sahasında yaptığı değerli çalışmalarıyla bir çok uluslararası felsefe cemiyetinin onur üyesidir. 1975 – 1980 yılları arası farklı zamanlara tekabül eden kısa zaman
…Bugün uçuk benzinle, yırtık cepkeninle bir vatan kurbanı teslimiyetiyle girdiğin devlet kapısından, asker ocağından, yarın yeni libâsınla, kızıl fesinle bir âmir kurumuyla çıkarsın! O zaman, bugünkü zayıf, yarın kavî bir kahraman olur; bastığın yerleri titretirsin!... Atın dizginini kavrayıp, kılıcını çektiğin, tüfeğini omuzuna vurup, süngünü