Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zaferden sonra!
Bu topraklarda var olmamızı sağlayan Milli Mücadelemizin romanı usta işi bir kurmaca ve tarihi gerçeklik dengesinde kaleme alınmış. Yazarın milli mücadeleyi anlatan belgesel roman serisinden sonra muazzam bir milli mücadele romanı ortaya çıkmış. Tarihi gerçeklik ve kurmaca sağlam bir üslup dahilinde ele alınmıştır. Romanın başkarakteri Ahmet Muhtar, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın travmasıyla inandığı bütün değerlere sırtını dönmüştür. İttihatçı olan Ahmet Muhtar savaştan sonra yurdu terk eden İttihadçı kadronun üst düzey yöneticilerine kırgındır hatta onlardan nefret etmektedir. Büyük savrulma yaşayan Ahmet Muhtar Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı bir görüşme sonunda çok ağır, taşıması çok güç bir vazife alır ve bu vazifesini gerçekleştirmek için İstanbul'a geri döner. Kasım 1918'den 1923 Ekim'ine kadar işgal altında bulunan İstanbul'da yaşananlar birçok tarihçi tarafından anlatılmak istenmemiştir. Tarihimizin bu utanç yıllarında yaşananları anlatan tarihi gerçekliğin şekillendirdiği bir çalışma olmuş. Anadolu'daki varlık- yokluk mücadelesine ışık tutuluyor. Bu topraklarda devlet olarak özgür bir ulus olarak yaşamımızı sağlayan milli mücadele gelecek kuşaklara aktarılmalı ve onlar tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu tür romanların yeni nesillerce okunmasının sağlanması yurtseverlerin en büyük görevidir.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023153 okunma
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsan aslında çok çaresiz bir varlık. Günümüzde insanın biyolojik yapısına aşırı yük yüklendiği için varlık ve yokluk arasında nerede olduğunun bile farkında olmayan milyarlarca insan arasında yaşam savaşı veriyoruz. Çoğu insan o kadar temkinli bir mesafe de duruyor ki doğruya, iyiye, güzele yaklaşmaya korkuyor. Çünkü bugüne kadar aldatılmış olmanın iç burukluğu ile bilinci tahrip olmuş insanların hiç olmak gibi bir beklentileri yok. Hiç olmaya gelmediyse insanı diğer canlılardan ayıran ne ola? Us/duyunç bağlantı duvarları çökertilmiş insanlığı yerinden hangi ahlak ve kim nasıl kaldıracak? İnsanlığın kendisi kendisinden vazgeçmiş iken bu nasıl olacak? Önder Karaçay
Reklam
·
Puan vermedi
''Yalnızca kadınların olduğu bir ülke gerçekten var diyelim, demişti Jeff sürekli,''nasıl insan olurdu bunlar?'' Böyle bir ülkenin kaçınılmaz sınırlamaları,bir arada yaşayan bir sürü kadının kusurları ve ahlaksızlıkları konusunda öyle ukala fikirlerimiz vardı ki.Onlarda ''kadınsı kibir''dediğimiz
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
260 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
II. Dünya Savaşı yılları... Milli Şef çok sıkı savaş tedbirleri almıştır. Tasarruf için Milli Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Varlık Vergisi çıkarılmıştır. Aşar Vergisi yeniden getirilmiştir. Temel ihtiyaç maddeleri karneye bağlanmıştır. Başta gıda maddeleri olmak üzere bir çok şeyin kıtlığı görülmektedir. Hal böyle olunca hayat pahalılığı ve kara
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20174,446 okunma
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
584 syf.
9/10 puan verdi
Bu tür kitap okuyanlar bir süre sonra yazarın bahsettiği konular ve alıntı yaptığı yazarlara bakınca ne tür düşüncelerle nasıl bir bakışla baktığını anlayabiliyor. Kapıya dayanmış büyük bir savaş var. Seferberlik ilan ediyorsun asker sayısı 100 binken 1 milyon oluyor(nüfus 18 milyon). Bu ne demek biliyor musun üretimde bulunan erkek nüfusun alınıp
İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye
İkinci Dünya Savaşı'nda TürkiyeMurat Metinsoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 201624 okunma
Kurtuluş Savaşı acımasız bir mücadelenin, Türk'ün ve Türk ülkesinin varlık davasının destanıdır.
Sayfa 306 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Medeniyet İlerleme ve Çöküş
Toynbee ve çağdaşlarının Batı medeniyetine ve ilerleme fikrine olan inancını derinden sarsan eser, Oswald Spengler'in Batı nın Çöküşü kitabıdır. Batı medeniyetinin kendi içinden yıkılmakta olduğunu haber verir ve geniş bir 'düşüş' ve 'çöküş' literatürünün ortaya çıkmasına öncülük eder. Tipik bir Alman olarak Spengler,
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
512 syf.
·
Puan vermedi
Nazi Almanya’sı ile ilgili kitaplar önceden de okumuştum. Her defasında sanki ilk kez öğreniyormuş gibi insanoğlunun bu acımasızlığını hayretle karşılıyorum. Hitler’in Yahudi soykırımını konu alan ve toplama kamplarında insanlara akıl almaz şekilde muamele eden hastalıklı ruhu, sanki yıllar öncesinden gelip okuduğumuz satırlarla yeniden canlanıyor gibi insanın içini ürpertiyor. Nasıl oluyor da benim gibi etten kemikten oluşan bir varlık bu kadar korkunç olabiliyor? Savaş zaten başlıbaşına korkunç bir şeyken savaşla ilgisi olmayan sivil halka düşmanlık beslemek hatta bir ırkı tamamen yok etmeyi hedeflemek her ne kadar akıl dışı gözükse de aradan geçen onca zamandan sonra şu an aynı ırkın bir başka topluma aynı şeyi yapıyor olması dünyanın zaman geçse de medeniyete yeteri kadar geçemediğini gösteriyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde en çok sivil kayıp verilen yerlerden biri olan Almanya’da iki gencin aşk hikayesi çerçevesinde Yahudi soykırımı ve Nazilerin yönetim şekli anlatılıyor kitapta. Keşke sadece kurgu olsaydı diyeceğimiz türden şeyler yaşayan insanların hayatta kalma mücadelesi çok etkiliyor okuru. Bahsi geçen konu yazarın annesinin ailesine dayanıyor. Yani aslında annesinin ve ailesinin bir Alman olduğu için Nazi yönetiminde çekilen sefalet ve savaşta hayatta kalma çabasının gerçekliği yazarın konuya hakimiyetini arttırdığından okuru da oldukça etkiliyor. Toplama kampları ve soykırım ile ilgili kitap okumadıysanız bu kitap da iyi bir seçenek olabilir.
Erik Ağacı
Erik AğacıEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20162,962 okunma
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir sahne olan Ankara’nın dışında, İstanbul’da kalanların romanı: Sahnenin Dışındakiler Romanda zaman ve mekan 1920-21 yılları İstanbul’udur. İstanbul işgal altında ve Ankara’da Kurtuluş Savaş’ı başlamıştır. Birinci kısımda Cemal isimli başkarakter çocukluğunu hatırlar. Bu bölümde Sabiha’yı nasıl sevdiğini ve nasıl anılar yaşadığını da aktarır.
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin DışındakilerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20192,752 okunma
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever" Ş.Teoman Duralı Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
407 syf.
7/10 puan verdi
·
197 günde okudu
Bu kitap Şevket Süreyya Aydemir’in aslında otobiyografisi. “Şunu yaptım, şurada doğdum.”dan ziyade, hikâyesini romanlaştırarak anlatmış. Hani İlber Ortaylı’nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” isimli bir kitabı var ya, işte bu başlığa layık bir ömür olarak Şevket Bey’i gösterebiliriz. Emrah Safa Gürkan da o dönemin insanlarını anlatırken nasıl hızlı
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,446 okunma
Yecüc ve mecüc olayı...
Ne şeytan ne cinler ne de başka bir şey, onların bile bunlardan korktuğu, değişik tür negatif bir varlık türünün; En sonunda bizim boyut kapımızı delmeyi başararak, kendi boyutlarından bizim boyuta geçiş yapmaları ile çok azı müstesna olmak üzre, herkesi ele geçirmeleri olayıdır. Bunlar bizden öncekilerin zamanında da o boyut kapılarını delmeyi
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
1.295 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.