Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İman bütün mü'minleri bir babanın cenah-ı şefkati altında yaşayan kardeşler gibi kardeş addediyor. Küfür ise öyle bir bürudettir ki kardeşleri bile kardeşlikten çıkarır. Ve bütün eşyada bir nevi ecnebilik tohumunu ekiyor. Ve her şeyi her şeye düşman yapıyor. Evet, hamiyet-i milliyelerinde bir uhuvvet varsa da muvakkattır. Ve ezelî, ebedî iftirak ve firak ile muttasıl ve mahduddur.
Nitekim benden çok da uzun bir süre hücrede kalan bir arkadaşımın otla başı derde girmişti. Onun pencere oyuğunda da bir ot varmış. Cılız ve masum bir ot. Bir gün görüyor ki ot büyümüş ve pencerenin önemli bir kısmını kapamış. O zaman telaş başlamış ; koparmak istemiş. Koparamamış.Koparmak için çareler aramış. Binbaşılığı, uçak makine mühendisliği,şunca yıl silahlı kuvvetlere hizmeti yetmemiş küçük ota. Askerlere söylemiş. “Sus,konuşma bizimle,yasaktır!” demişler. Astsubaylardan birine ricada bulunmuş. “Biz karışamayız,” demiş astsubay. Ve ot büyümüş, kapamış pencerenin aydınlığını,gökyüzünü. Önemsemediğimiz . Zamanında kaynağını bulup yok edemediğimiz yanlış eğilimlerimiz vardır. Onlar da masum küçük bir ot gibi günden güne, farkına varmadan büyürler ve gelişen hayat ışığımızı kesebilirler. Yanlış tavrın, davranışın küçüğü büyüğü, önemlisi önemsizi yoktur. Yanlışın kaynağı varsa, yanlışlığını yansıma oranı koşullara göre değişikliği uğrayacaktır. Bugün önemsiz görünen bir yanlış eğilim, çok önemli yanlışlıkların anası olabilir. Yanlışa umursamazlıkla bakmak, kaynağını titizlikle aramamak, yanlışın yanında bilinçli olarak yer almaktır. 
Sayfa 17
Reklam
Ey oğullarım! Ben çok yaşadım. Bütün dünyayı dolaştı adım. Çok vuruştum, çok gördüm, çok gezdim. Ne kadar yav yad varsa hep ezdim. Dr. Rıza Nur (5770. Bölüm)
Sayfa 160 - Ötüken YayıneviKitabı okuyor
Narsisist kişilerle iletişim kurabilmek oldukça güçtür. Çoğu o anda aklında ne varsa onu konuşur ki bu da genellikle kendisine, duygularına, düşüncelerine ve yaptıklarına ilişkindir. Söylediklerinin karşı tarafta nasıl bir etki yarattığına aldırmadığından ve onların anlattıklarını anlamaya çalışmayarak salt kendi bakış açısından değerlendirdiğinden, böyle bir insanla gerçek bir diyalog kurulamaz. Narsisist kişi, ancak karşısındaki insanda kendisine ilişkin bir yaşantının yansımasını gördüğünde onunla ilgilenir. Bunun dışındaki konuları çoğu kez algılamaz bile. Narsisist insanlar birbirleriyle ilişki kurma eğilimindedirler. Ancak beraberliklerindeki iletişim karşılıklı monologlar biçimindedir. Her biri ne dediğini diğerinin anlamış olduğunu farzederek kendi monoloğunu söyler ve gerçek bir iletişimin kurulmamış olduğu da fark edilmez.
“Dışsal formların güzelliğinin ötesinde, burada daha fazla bir şey vardır: bu isimlendirilemez, sözle anlatılamaz olan, derin, içsel ve kutsal bir özdür. Her ne zaman her nerede bir güzellik varsa, bu içsel öz bir biçimde ışık saçar. Siz ancak orada mevcut olduğunuzda, o kendisini gözlerinizin önüne serer. Bu isimsiz öz ve sizin mevcudiyetiniz bir ve aynı olabilir mi? Sizin mevcudiyetiniz olmadan o orada olabilir mi? Ona derinlemesine girin. Bunu kendiniz bulun.”
"Dünyayı kadınlar yönetir. İnanın vasatlığa hiç tahammülümüz yoktur. Derler ki kadınlar kulaklarıyla, erkekler gözleriyle severmiş. Erkeklerde sevme yetisi varsa tabii."
Reklam
Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum. Bir başka deyişle, insan ruhunda bir tapınak, insan ruhunun bir tapınak olduğuna inanıyorum. İnsan orada kendi içine eğilir; o dupduru suda bulanıklığa ait ne varsa temizlenmeli ve o mermersi geometride tek ışık ve tek aydınlık yansımalıdır: Allah’a inanma ışığı ve ona inanma aydınlığı.
Yoruldum kalabalığın hayatından Yaşamak diye el çırptığım ne varsa Şimdi bir ölüm türküsü, bir hatıra yangını
Sayfa 69 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Biz birbirimize tutunmuştuk ve 17 yaşımda bize tutunmak isteyen yavrumla huzur dolu evimiz cennet bahçesine dön­dü adeta. Tek sıkıntımız maddiyattı. Her ne kadar dert etme­sem de eşim zorlanıyordu. Bir şeyler yapmalıydım, ama na­sıl? Kızım daha 1 yaşındaydı, ben ise henüz 18. Sonunda kızımla çalışabileceğim bir iş buldum: Kreşte aşçılık. Hem yemek
Sayfa 20
Macon ve mektupları >>>>
Bir keresinde annem, eğer söyleyecek gerçekten önemli bir şeyin varsa bunu mektup olarak yazmamız gerektiğini söylemişti. E-posta ya da mesaj olarak değil. Kalem, kağıt kullanacaktın. Kişinin el yazısı, kağıt boyunca kalemini daha sert bastırdığı yerler, mürekkebin bıraktığı lekeler ve hatalar kişinin ruhunu gösterir. Düşüncelerini mektuba aktarırsan, onu alan kişi buna sonsuza dek sahip olur. Sadece bir anı olmanın dışında, bir hatırlatmaya ihtiyaç duyduklarında çıkarıp dokunabilecekleri bir şeye.
Reklam
Bilmek ile yaratmak arasında zaruri bir ilişki var. Bilmeyen bir varlık yaratamaz. Yaratıcıysa zaruri olarak aynı zamanda bilen de olmalıdır. Neyi bilecek? Bizim zaman sağlığımız içinde geçmiş şimdi gelecek diye ifade ettiğimiz her ne varsa, bilme konusunu teşkil eden ne varsa hepsini Cenabı Hak bilir. "Olanları bilir, olmayanları bilmez" gibi saçma tasniflere Kur'an ve Sünnet zemininde baktığımızda bir yer bulmak mümkün değildir.
"Ve beni deli eden şey ne biliyor musun? Bir erkeğin yara izi varsa lanet bir kahramanlık gösterisi gibi bir şeydir. Ama kadınlar? Bizde olunca sadece korkunç birer ucubeyiz."
Sayfa 398Kitabı okudu
Yaşadıkça, yaşamın dikte ettirdiklerine katlanıp sonuna kadar kayda geçirmeyi daha da gerekli görüyorum; bakarsın ancak son cümle, binbir çabayla öğrenilmeye çalışılıp kavranamamış ne çok şey varsa tümünü eşsiz bir anlamla donatacak o küçük, o sıradan sözcüğü içerecektir. Hem öbür dünya koşullarında, bizim için bu dünyada hazırlanmış sona kadar yürüyüp yürümediğimize bakılmayacağını kim bilebilir?
Bu dünyada iyi olan ne varsa, hepsi şeytanın icadıdır. Güzel kadın, ilkbahar, şarap… Bunları şeytan icat etti; Tanrı da keşişleri, oruçları, adaçayını, çirkin kadınları yarattı. Yok olasıcalar!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.