Kalbim ya bilinmezlerde ya da mezarlar içinde gezerdi. Seni gördüm. Sanki başka bir dünyaya geldim. O zaman hayatın ne demek olduğunu anladım. O zaman insan ne demek, anlamaya başladım. Önceden yaşamak nedir bilmezdim. Yine de yaşamayı herkesten fazla severdim. Şimdi hayatımın kıymetini iyice biliyorum. Yine de senin için ölmeyi, yaşamaya tercih ediyorum. Sen ölümü benden fazla seviyorsun. Ben de seni canımdan çok seviyorum.
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN:)
En değerli varlıklarını vatan uğruna şehit veren Annelerimiz başta olmak üzere, tüm annelerimizin "Anneler Günü Kutlu Olsun"🇹🇷💐🤲
Reklam
"Şeytan insanı aldatur, bense bir meleği kandırdım" diyorum.
Mümkün olsaydı yaşamak da fena sayılmazdı
Dünyaya yapyalnız geldim, geldiğim gibi yapyalnız kaldım.
Sen beni vatanın için terk ettin. Ben seni kimin için terk edeyim? Benim vatanım da sendin,canım da...
Reklam
Sen gittikten sonra aklında kalacak olan hayalimi kıskanıyorum.
Dünyayı ömrümde bir gün gördüm. Çünkü bana göre dünya sensin.
Dinimiz temizliği emrederken, biz müslümanlar niye temizliğe riayet etmiyoruz, dinimiz düzenliliği tavsiye ederken biz niye kuralları çiğniyoruz; başka milletler sağlığına gözü gibi bakar, kollarken, biz niye sağlığımızı tahrip ediyor, bedenimizi hoyratça yıpratıyor, ciğerimizi zifirle dolduruyoruz; adalet mülkün temeli iken bizim toplum niye hep kanunsuz işler peşinde... Çünkü bizim toplumumuzda zihniyet bozulmuş, değer hükümleri tahrip edilmiş, hürriyetler kısıtlanmış, hakkı söyleyen tepelenmiş, zalim baş tacı edilmiş, dalkavukluk özendirilmiş, suçlu cezasız kalmış, din dışlanmış, din alimleri kötülenmiş, dinî kurumlar yıkılmış, bunların hepsi de inkılap icabı diye hoş görülmüş, toplumun örfü, âdeti, âdabı, zevki, şevki, mânevî müesseseleri, kontrol mekanizmaları, adalet teşkilatı harap edilmiş, iyi insanlar hapse veya darağacına götürülmüş de ondan işler böyle tersleşmiş. Bizim devrimcilerimiz ya dünyayı hiç tanımamış, laikliği anlamamış, medeniyeti hazmedememiş ya da düpedüz vatan haini... Buradan çok iyi görülüyor: Hayat öyle entegre, öyle muazzam bir sistem ki her şey o kadar birbiriyle ilgili ve bağlantılı ki mâna-madde, din-devlet öyle iç içe ki! Dini tahrip ederseniz, devlet de düzen de hak da adalet de elden gidiyor; her şey altüst ve herc ü merc oluyor. Allah celle celâlüh, bizim aydınlarımıza, devrimbazlarımıza, sorumsuz sorumlularımıza, devlet adamlarımıza, zinde güçlerimize akıl, fikir, ilim, irfan, iz'an versin ve merhamet ihsan eylesin, gerçeği göstersin, hakka ve hizaya getirsin!
Doğurmuş doğurmamış, doğurduğunu bağrına basmış, doğurduğunu bağrına bile basamamış, doğurmadığını bile bağrına basmış.Çocuğunu kaybetmiş, çocuğunu vatan uğruna şehit vermiş.Kendi anne olan vicdani anne olan ruhu anne olan bütün kocaman yürekli kadınlara ve bir evlada anne gibi şefkatle sarılabilen adamlara selam olsun gidenler nur olsun kalanlar sağolsun ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.
Reklam
Vatan aşkı da ümitsiz platonik bir aşk gibidir...
Müslüman'ın hedeflediği ve düşmanlarına karşı müdafaasını üstlendiği vatan, rastgele bir toprak parçası değildir. Müslüman milliyeti, herhangi bir hükümranlık milliyeti değildir. Müslüman'ın içerisinde barındığı ve yabancılara karşı müdafaa ile mükellef olduğu kabilesi, kan ve soy bağının bir araya getirdiği kabile değildir. Müslüman'ın, altında yaşamaya razı olduğu ve uğrunda şehid olduğu bayrak, bir ulusun bayrağı değildir.
Sayfa 171 - Beka YayınlarıKitabı okuyor
Mustafa Kemal, Büyük Harp'e girmek aleyhinde idi: Kafa ve sanat adamı olduğu için! Mustafa Kemal, Kurtuluş Harbi'ni bırakmak fikrinde asla bulunmadı: Vatan adamı olduğu için! İşte size bütün kitabın özü: İlim ve vatan adamı olunuz. Hiçbiri yalnız başına, ne sizi ne de milletini kurtarabilir.
Hangi Ahmet'i? Yüz bin Ahmet'in hangisini?
Kumandanım harap Anadolu topraklarını gördükçe: - Keşke vazifem buralarda olsaydı , diyor. Keşke vazifesi oralarda olsaydı. Keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası üstünden geçseydi! Eğer kalırsam , diyor; bütün emelim Anadolu'da çalışmaktır. Eğer kalırsa, eğer bırakılırsa... Anadolu hepimize hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya, şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene: Benim Ahmet'i gördünüz mü ? diyor. Hangi Ahmet'i? Yüz bin Ahmet'in hangisini?
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.