Şimdi buna, diyelim ki doğru, bu yüzde otuzun çoğunluğu şehirlerdedir. Köye düşse düşse yüzde onu düşer. Yani yüzde seksenin yüzde yetmişi şu atom, şu jet devrinde körkütük cahil, dünyadan habersiz. Bu adamlar ormanlarımızı yakıp, ocağımızı söndürüyorlar diyoruz. Bunlar bu gidişle adam olmazlar, diyoruz. Haklarında, onların hiçbir şeyden haberi
Reklam
- İngilizler'e karşı savaşmak istiyorum. En yakın arkadaşım Kanal harekatında iken kucağımda şehit oldu. - Otur bakalım, Halit Mustafa. İntikam yani. - Öyle sayılır, komutanım. - Bak Mustafa, hepimiz askeriz. Asker demek, şahsi duygularından arınmış, ancak vatanı için çalışan, savaşan kimse demektir. Şahsi hareket edersek, nizam-intizam diye bir şey kalmaz. Seni gayet iyi anlıyorum. Ama kendin için değil, vatan için intikam almayı düşünmelisin. Zaman soğuk kanlı olma zamanıdır. Akıllı ve planlı bir şekilde hareket etmeliyiz. Bak kaç cephede savaşıyoruz.
Vatan zor günlere hazırlanıyordu. Balkanlar'da yenilmiştik. Cennetasa, bu vatan bizim olduğuna göre üstümüze düşen vazifeyi yerine getirmeliydik, bu vazife ölüm bile olsa... Zaten ölümü göze aldınız mı neden korkarsınız ki? Kaybedilen her karış toprak, gönlümüzde derin yaralar açıyordu. Düşman çizmesinin bastığı bir karış yer için bin kere ölmeyi tercih ederdik. Bütün bu düşünceler bizi hırslandırıyordu. Düşman ile karşı karşıya gelmeyi can-ı gönülden istiyorduk. Bazı yerlerin kaybedildiği haberini aldıkça Harbiye'nin sıralarına matem havasının o kurşun ağırlığı yayılırdı... "Vatan!" diyor, başka bir şey demiyorduk... "Vatan, vatan!" Hepimizde tek bir aşk, tek bir yürek vardı vatan için çarpan. Velhasıl her şey vatan içindi. Ama her şey...
Türklerin damarına bastınız. Söz konusu vatan savunması olunca canlarını hiçe sayarlar. Çünkü şehit olacaklarına inanıyorlar. Hem de yürekten. Sizin askeriniz ise işte görüyorsunuz, piramitleri geziyorlar, fuhuş içinde yüzüyorlar, bilinmez bir maceranın kollarındalar. Ya Türkler? Canlarını dişlerine takarak savunma için hazırlanıyorlar... General, Türk savunması kesinlikle geçilmez.
Anadolu İhtilali (1. Cilt) Sabahattin Selek Mondros mütarekesinden Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna kadar ulusal savaşımızın belgeseli Birinci Cihan Harbinde 2 milyon kurban verdik. Cephelerde yaşanan yenilgi ordu kusurundan kaynaklanmıyor, cephelerde yaşanan perişanlık, sivil ve askeri idareye ait aksaklıklar ve memleketin bu çapta bir harp
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.