Tokat'a bağlı Erbaa ilçesinde 1921 yılında dünyaya gelen Selek, Erzincan Askeri Ortaokulu'nu, Bursa Askeri Lisesi'ni ve daha sonra da Kara Harp Okulu'nu bitirdi. Mezun olduktan bir süre sonra da subay olarak orduya katıldı. Ancak fazla uzun sürmeden 1944 yılında bu işinden ayrılarak 1947-50 döneminde Ant gazetesinde ve sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi'nin İşçi Bürosu'nda görev aldı. Ardından 1957 yılında Selek Yayınevi'ni kurdu. 27 Mayıs Darbesi sonrasında da Basın İlan Kurumu'nda kurucu genel müdür olarak göreve başladı. 1940'ların ikinci yarısında CHP İstanbul İl Başkanlığı büynesinde işçi bürosu oluşturulmuştur. Başkanlığına CHP il ögrütünden Dr. Rebii Barkın, genel sekreterliğine yine CHP örgütünden Sabahattin Selek getirilmiştir. Sebahattin Selek, 1966 yılında Anadolu İhtilali adındaki eseriyle Yunus Nadi Ödülü'nü kazandı. Daha sonra da 1973-77 yılları arasında CHP Ankara milletvekili olarak mecliste görev yaptı.
İSMET İNÖNÜ,77. yaşına basarken kendisine hatıralarını
yazması gerektiğini söyleyenlere gülerek,
"Ne hatırası, hatıra olacak zaman olmadı ki;
daha dün bir, bugün iki" diye takılmış
İzmir’de ölünceye kadar ateşli ve hareketli kalmış olan Süleyman Askeri’yi bulmuştum. Oradaki inkılap hareketi hakkında beni haberdar etti ve ehemmiyetli bir şahsiyetle tanıştıracağını söyledi. Beraberce bir bakkal dükkanının üstündeki odada oturmakta olan Yakup Ağa isminde bir zatın yanına gittik. Bu Yakup Ağa’nın, Dr. Nazım Bey olduğunu bana sonra söylediler. Yakup Ağa İzmir’de her gün dolaşıyor ve her muhitte, benim o zaman misalini görmediğim bir taşkınlıkla Sultan Hamit idaresinin tehlikelerini anlatıyordu. Dr. Nazım, müthiş bir propagandist idi. Benim üzerimde de çok tesiri oldu. Adeta, büyülenmiştim.
"Ben ölmeyi göze almıştım, Talat öldürmeyi göze alamadı. Bir kumandan muharebeyi evvela kafasında kaybeder. Talat kafasında kaybetti. İhtilalci müzakere etmez, müzakereyi kabul ettiği anda kaybetmiş demektir."
İsmet paşa onun hakkında çok şey yazılır çizilir tartışılır ama atatürkten devraldığı türkiye cumhuriyetini başarıyla yönetmesiyle cumhuriyetin ikinci adamı olmayı başarmış nevi şahsına münhasır birisidir benim gözümde ikinci dünya savaşına ülkemizi sokmayarak müthiş bir denge politikası izleyerek ve akıl oyunlarıyla o buhranlı dönemi atlatmayı başarmış, Lozanda ülkemizi başarıyla savunmasıyla her zamanda hafızalarımızda yer tutmuştur
Kitap bana aşırı samimi ve inandırıcı geldi okurken geçmişe ışınlanmış gibi hissettim tarihi olaylar bir bir gözümün önünden geçer gibi oldu
İsmet paşa çocukluğu, lise dönemi, lozan konferansından başından geçenler, askeri hayatı, cephe savaşları, 1.dünya savaşı ve osmanlı'nın durumu hakkında bize ışık tutuyor
Kitabı hazırlayan emek veren yayınevine ayrıca teşekkür etmek isterim
Herkese keyifli okumalar dilerim
1.dünya savaşında osmanlı ordusunda, Yemen'de, Suriye’de savaşmış, evlendiğinin ertesi günü orduyla harekete geçmiş, İstanbul'un işgali esnasında vatanın kurtuluşu için Atatürkle anadoluya geçmeye karar vermiş ve düşman yurdu terkedene kadar silahlı mücadelede orduyu yönetmiş bir komutan, bir lider, Reisicumhur. Onun hatıraları onun anıları bizim tarihimiz.
#anadoluihtilali #sabahattinselek Kitabın yeni baskısı da var. 1. Dünya savaşı döneminden cumhuriyetin ilk yıllarına kadar olan süreçte yaşanan olayların değerlendirmesi var. Çok güzel tespitler de var. Meraklısı için güzel bir kaynak kitap. Filistin- Suriye cephesinin çöküşüne dair sebep Yıldırım ordular grubu mevcudu 100 bin civarı ( bu ordu