Edmond iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geriye dönüp söyleyebilsem söylerdim. Edmond derdim, her ihanet sevgiyle başlar.
Dikkat! Kitap içerisinde bize sunulan fikirlerden bahsetmiş bulundum. Bunu spoiler olarak değerlendirenler olabilir. Bu yüzden uyarıda bulunuyorum.
Barış Özcan ağabeyimizin tavsiye ettiği bu kitabı okumuş bulundum.
İnsanın 'sadece makine' olduğunu savunan yaşlı amcamız ile genç arkadaşımızın diyalog savaşı ile karşılaştım kitapta. İlk sayfasını
Yukarıdaki geçen ifadede ne demek istediğimi birazdan dile getireceğim. Fakat öncesinde kitabın kendisiyle ilgili iki üç kelam etmek isterim.
Kitap tamamen “Ahmet Ümit” üslubunda kitap olmuş. Diğer romanlarından farklı olarak şehir bu sefer İstanbul değil, Konya olarak seçilmiş. Yine her kitabında bildiğimiz Baş komiser Nevzat yok bu romanda.
Kaç hayat tanırsın bir kitapta?
Kaç yolculuğa çıkarsın?
Ve kaçından sağ çıkabilirsin bu yolculukların?
Yaralar vardır, kabuk bağlar. Kurcalamadığın zaman kanamaz. Ama bir gün bir bakmışsın, deşilmiş yaran. Hiç olmadığı gibi, hiç olmayacak bir zaman.
"Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki," diyordu
2021 için 21 kitap önerisi
youtu.be/dVt15CdgsNI
Uzun süreler boyunca çok satanlarda kalmasına şaşmamak gerek. Öyle sayfa çevire çevire okuduysanız çok hata yapmışsınızdır demektir. Okurken önümde bilgisayar neresini dediyse ne önerdiyse şöyle ufak ufak göz atarak okudum. Öyle okunması gereken bir kitaptı. Yalan yok bazı yerlerde bunaldım ama ne diyebiliriz ki insan gerçeklerin yüzüne vurulmasını sevmez. Benim bunaltım oradan gelmekteydi... Bazı şeyler için geç kaldığım hissini fark etmek üzdü beni. Olsun yine de hiçbir zaman bunun farkına varmamak daha da üzücü bir durum olurdu. Şöyle bir üstümdeki tozları atmamı sağlayan beni kabuğumdan çıkmaya zorlayan bir kitap oldu. İyi ki de okumuşum diyorum.
Kitap içeriği hakkında fazla bir bilgiye girmedim bu sefer. Kısaca her alana yani, müzikten edebiyata, seyahattan incelemelere her şeyi ele alan bir kitap. İlber Ortaylı gibi bir insanın hayat tecrübesinden bence herkesin yararlanması gerek. Ayrıca okurken "Buna da mı el atmış..." gibi bir cümle de kurmanızı sağlayıp gençliğinden itibaren "Vay be!" deyip kapatacağınız bir kitap olacak.
Vay be Leyla nasıl duyarsız kalmayı başardın bunca mektuba ? Bir evet desen, dünyaları serermiş Ahmed ayaklarına.
Kitap, Ahmed Arif'in Leyla'sına gönderdiği mektupların, resimleriyle beraber yer almasından oluşuyor. Ahmed Arif'in büyük aşkından ve aynı zamanda yaşadığı zorluklardan bahsediyor. O ne güzel bir aşk, ne güzel bağlılıktır ki; mektuplara, bir kalbe hatta Dünya'ya sığmamış, kırık bir kalpten dökülen kelimeler, kâğıda düşerken incinmiş, yaralanmış, yaralıymış hep...
Alıntı :
"Özledim diyebiliyorum ya, yeter bana. Evet özledim seni. Hastalıklar, musibetler, uzak kalsınlar sana. Yerine ne çekeceksen ben çekeyim. Yerine, ne belâ bulacaksa beni bulsun...
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma
Fransız filozof Comte, yemekten sonra özel bir sebep olmasa da tatlı yerine bir parça kuru ekmek çiğnemeyi âdet edinmişti, bunu da sırf kuru ekmeği bulamayanları anlamak için yapardı. Vazgeçmek ve sade yaşamak adına her alıştırmanın derin bir sosyal anlamı olduğunu insana hatırlatan ince bir hamledir bu!