Fakat böyle zamanlarda vazgeçmek niyeyse yenilgi gibi geliyor. İnsan gelecek günlerini kurtarmak dururken, geçenlerin beyhude olmadığını kendine ispata soyunuyor.
Genellikle gücümüzün kalmamasının ya da ümitsiz olmamızın en önemli nedeni kendimizi değil de diğerlerini değiştirmeye çalışmamızdır. Diğerinin değişmesini beklemek gerçekten de ümitsiz bir durumdur. Ümitsiz hissetmeye karşı verilen boşuna mücadelen vazgeçmek ve bu ümitsizliği yaşamaya izin vermek değişim için ilk adımdır.
Çocukluğumuzdan itibaren “asla vazgeçme” ilkesi ile büyütüldük.
Ancak, bazen de tam olarak yapmamız gereken vazgeçmektir.
Vazgeçmek seni her zaman kötü, başarısız, güvensiz ya da güçsüz bir insan yapmaz.
"Savaştan bitkin düşmüş her iki taraf da barışı arzulamakta, ancak müzakereleri başlatan taraf olmak istememektedir. Zira 'kafir'le savaştan vazgeçmek bir prestij kaybıdır; ayrıca ilk barışı isteyen taraf güçsüz gözükecektir."
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
vazgeçmek istemediğim ama vazgeçeceğimi bildiğim şeylerle ilgili mesajları her zaman metro yerin altına girmeden hemen önceki durakta yaparım, silene kadar çok geç olur