Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.13
Gerçek bir hayat değildir tabi ki de ama insanların bir şeyi istediği zaman ve sevdiği zaman onu kimse tutamaz ve bir canavar olmayı tercih eder canavar olacağını bilse bili asla vazgeçmez .İşte insan gücü
**** SPOİLER İÇERİR***** Marksist retoriğin omurgasını oluşturan ekonomik determinizm gelişen liberal söylem karşısında tutunamayınca neo marksist yazar L. Althusser'ın siyasete,klasik Marksist anlayıştan ayrı olarak göreli özerklik tanıdığı ve ideolojiyi,devletin aygıtlarını yeniden irdelediği eseridir. Kendisine vurulan yapısalcı damgasını girişte eleştiren L.Althusser, daha sonra ideolojiyi öncesiz ve sonrasız olarak tanımlayıp ideolojinin tarihsel momentte insandan bağımsız geliştiğini savunur.
Yine Marx'dan ayrı olarak 'Siyasal Belirlenim' sürecinden bahseder fakat son kertede ekonomik belirleyicilikten vazgeçmez.
Modern devletin(ulus devlet) ve aygıtlarının egemen sınıfın ideolojisini taşıdığını söyleyerek bunların yönetilecek kurumlar olmadığını ele geçirilecek ve yıkılacak,değiştirilecek aygıtlar olduğunu söyler.Sivil toplumu burjuva kültürü olarak görüp tamamıyla reddeder.Marksizm ile ilgilenenler için baş ucu kitabı niteliğinde ama marksist terimler içerdiği için okurken içinizi daraltıyor.
Kendini bir yere ait hissedemeyen ,heryerin herkese ait olduğu bununda yalnızca etki-tepkiden başka bir ise yaramayan ve her zaman iç güdüleriyle hareket eden insanların olduğu her yer,azınlıkta olan başka tür insanların barınamadığı yerler olarak süregelir.Bu yuzden delilerin olduğu yerlere kimse Gitmez.Nedeni sudur:"farkli olanı
Büyük İskender serisinin ikinci romanı. Makedonya'dan yola çıkıp ilk Makedon mızrağının Asya toprağına saplanmasıyla başlayan macera bu kitapta kızışıyor. İskender General Antipatros'u yerine kral naibi olarak bırakıp uzun bir sefere çıkmıştır ve Anadolu'yu karış karış fethetmeye başlamıştır. Her yerde adı duyulmaktadır ve Perslerle yıllarca süren mücadeleleri başlar. Yaklaşık 150 yıl önce biten Persliler'in Atina'ya ve Sparta'ya saldırısının intikamını aldığını söylemektedir. Karşısında Yunanlı bir paralı asker olan Pers komutanı Komutan Memnones vardır.
İskender bir yandan krallığı öğrenirken bir yandan Persleri meydan savaşlarında yenerek Anadolu'yu ele geçirmeye çalışır. Sinop'ta meşhur filozof Dİyojen'le sohbet eder, çözenin Anadolu'yu fethedeceği söylenen Gordion düğümünü kılıcıyla keser, aşık olur, sevdiklerini kaybeder ama ülküsünden hiç vazgeçmez.
Ve Canan TAN ın okunmaya değer harika bir kitabının daha sonuna gedim.
Siz yapabilirmiydiniz aslının yaptigini, yüreğinizin sevdiğini mantığınızdaki sese değişebilirmiydiniz?,ama bunun arkasındaki sebebi hissettirmeden ve hissetmeden.kaçabilirmiydiniz her şeyden,ondan,hiç zannetmiyorum.
Aslı ve muratın üniversite yıllarında Nazım Hikmet şiirleriyle başlayan aşkları her geçen gün daha da artmaktaydı taki muratın evlilik hayallerini kurduğu ve bu bahaneyle bursaya olan seyahatlerinde aslıyı ailesiyle tanıştırana kadar,muratta aslı gibi bu aşkın imkansız olduğunun farkına varır ama yinede vazgeçmez çünkü yüreği aslıyı cok sevmişti.üniversite den sonra aslı mastır yapmak için amerika ya gider ve ilk kopuşları başlar.iki yıllık bir süreden sonra aslı daha fazla sürdüremez artık muratın mutlu olmasını ister ve herşeyi sonlandırır murat yinede vazgeçmez ama aslı amerikada bir profesörle evlenmeye karar verir,aradan yıllar geçer aslı öğrencilik yıllarını bırakmaz ve doktora yapar ve artık evliliğini sürdüremez ayrılır ve türkiyeye döner bu sırada murat evlenmiş ve bir kızı olmuştur,bursada bir seminerde karşılaşırlar o an sanki eski yıllara dönmüş gibi olurlar bir an,beraber bir yerlere giderler sıcak bir sohbet başlar aralarında telefonu çalıyor muratın: " canım kızım!bitanem nasılsın ?nasılsın ASLIM" .İşte o an zaman durur aslı için .murat: seni unutabileceğimi mi sandın aslı,adını dudaklarımdan sileceğimi mi sandın,ben ölsem bile adın son nefesimde de dudaklarımda olacak
"KAYBETMEK İÇİN ERKEN,SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ".
Okuduğum en güzel kitaplardan biri diyebilirim. Bir insan hiç mi umudunu yitirmez? Hiç mi vazgeçmez? Kelebeğin başından geçen onca olaya rağmen yaşama tutunuşu ve savaşması, her şeyden önce bunların yaşanmış olaylardan aktarılıyor olması, kurgu olmaması insanı kitaba daha da bağlıyor. Özgürlüğün ve umudun ne olduğunu bize bir kez daha hatırlatan müthiş bir kitap..
Çocukluğumda okuduğum ve hafızamda yer eden çok kaliteli bir kitap. Okumayı sevmeyen veya okuma alışkanlığı olmayan biri işe bu kitapla başlarsa okumaktan vazgeçmez.
