Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yunus Peygamber
Azabı gördükten sonra iman edip de imanlarının faydasını gören hiçbir memleket halkı olmamıştır. Ancak Yûnus’un kavmi hâriç. Onlar iman edince, biz de dünya hayatındaki o alçaltıcı azâbı kendilerinden kaldırdık ve onları belli bir süreye kadar dünya nimetlerden faydalandırdık. Yunus / 98. Ayet Balık Sahibi’ni de hatırla. Hani o kavmine kızarak
Kurt gibi acıkmış, hayvan gibi kudurmuş Balkan milletleri zavallı vatanımıza senelerden beri kabaran iştahlarını bastırmak için saldırmağa hazırlanıyorlar. Aralarındaki o kalkmaz nifak artık kalkmış kolumuzu budumuzu yemek için hepsi birleşmişti. Anadolu'dan vatan müdafaasına kızlarımızın, annemizin, ihtiyar babalarımızın muhafazasına koşanlar, millet namusunu düşman ayakları altında bırakmağa azmedenlerle İstanbul sokakları insan nehri hâlinde akmağa başlamıştı. Herkesin vazife başına çağrıldığı bu hengâmede ben de, can verip namus vermemek için dövüşerek yara yemiş yiğitlere bakmak vazifesi ile mükellef oldum. Haydarpaşa Tıb Fakültesi Hastanesi'ne tayin olundum. Uhdeme verilen bu vazifede gelecek bütün hastalara nezaret etmek ve yetiştiğim kadar ameliyyat-ı cerrahiyye yapmak hizmetim idi. - Dr. Rıza Nur
Rıza Nur
Rıza Nur
Reklam
Kesintisiz İlişki İçin Kesilen Ticaret
Türkiye “İsrail”le ticareti durdurdu! Bakanlığın duyuru metninde; ticaretin, “ateşkes gerçekleşinceye ve insani yardımların geçişine izin verilinceye kadar” kısıtlı bir durdurma kararı olduğu da vurgulanıyor… Buraya döneceğiz. Önce katliamın sekizinci ayına girerken bu karar nasıl ve neden geldi, buna bakalım… Katar, Mısır ve ABD
Akıllı Yaşama Sanatı’nda Baltasar Gracián bakın ne diyor: “İnsanın hayattaki büyük derslerinden biri kendini frenlemeyi bilmesi, daha da önemlisi ise kendini bazı işlerden ve insanlardan yoksun bırakmayı öğrenmesidir. Değerli zamanımızı yiyip bitiren önemsiz uğraşlar vardır. Sizi ilgilendirmeyen, üstünüze vazife olmayan işlerle meşgul olmak, boş durmaktan daha yanlıştır. Özenli bir insan başkalarının işlerine müdahale etmemeli, diğerlerinin de kendi işine karışmalarını engellemelidir. İnsan önce kendi işiyle ilgilenmek zorundadır, herkese yararlı olmak zorunda değildir. Arkadaşlar için de aynı kural geçerlidir. Arkadaşınızın verdiklerini kötüye kullanmamalı veya verebileceklerinden fazlasını istememelisiniz. Özellikle kişisel ilişkilerde, her şeyin fazlası zarardır. Bilgece ve ölçülü bir yaklaşım, herkesin iyi niyetini ve itibarını en iyi biçimde korur, böylece dostluğun nimetleri de zamanla yıpranmaz. Böylece hem en iyiyi seçebilecek deha ve özgürlüğe sahip olur hem de beğeninin yazılı olmayan kurallarına asla ters düşmezsiniz.”
Nefs cümleden süfli, vazife cümleden a'la.
Kimsenin görüp bilmediği vasiyetnamemde bazı şahısları sevmediğim için beni hiçbir kanun, hiçbir mahkeme mahkûm edemez. Ben herkesin sevdiği insanları sevmeye mecbur değilim. Hele psikanalizin ortaya koyduğu hakikatlerden sonra; tahteş şuurlarındaki zulmetlerle, gönüllerinde yaşayan ifritlerle hiçbir insanı sevilmeyi lâyık bulmuyorum. Bütün didinmelerden sonra büyük kâinat manzumesinde meçhul bir zerre olacağımızı düşünüyor ve bu kadar boş bir neticeye varmadan önceki şu kısa misafirlikte insanların vicdanına karışmak hamakatını gösterenlere acıyorum. Hiçbir hakikî bahtiyarlığın bulunmadığına kani olduğum dünyada tek vazife ve teselli bildiğim ülkü, şahıslardan sıyrılmış yüksek bir duygu ve düşüncedir. O, çirkin yüzlü ölümü bile güzelleştirip bir sevgili gibi bağrımıza bastırır. Hayatın zehir zemberek kasırgalarını ruhumuzda nisan rüzgarı gibi estirir. Acıların önünde bizi granit heykeller gibi susturur. Ben bu yolun üzerindeyim. Onun içindir ki oğluma zengin olmasını, bahtiyarlık için çalışmasını değil, Turan’ı kurtarmak için yapılacak kutlu savaşta şehit olmasını vasiyet ediyorum. Savcı beğenmese de, bütün dünya hoşlanmasa da ben böyleyim işte…
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Reklam
∆Hasbilik Realitesi÷
Bugün dünyada hasbilik realitesinde yaşayan ne kadar insan var gerçekler bilinmez fakat, bir çok insan realitesinin bu realiteye doğru yavaş yavaş çekildiği görülmektedir. Bu durum, vicdan denge seviyelerinin üst kademelere doğru yavaş da olsa çeşitli derecelerde yükselmeye başladığını göstermektedir. Yükselen bir vicdan dengesi,
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Türk bir vazife için yaratılmıştır. O vazife kainat güzelleştiği zaman biter.
İnsanlar ne kadar da üstüne vazife olmayan şeylere müdahil olmaya meraklılar. Halbuki herkes kendi içiyle ilgilense, ya hayr söylese ya da sussa.. Haddini bilenin konuşması da güzel susması da.
Vazife
"Vazife el olmuş, öz yurdunda gariban. Kuzuyu kurda yem eden pek vicdanlı(!) bir çoban. Belli ki unutulmuş çetin, zifiri çok zaman. İdrak mı size ömür, rehavet aldı kurban." (F.A.)
Reklam
~Gökkubbenin altında~
Neyi unutan? İnsan dünyaya niye gönderildiğini, Rabbini unutan, unuttuğu zaman da hüsrana uğrayan bir varlıktır. Ayet-i kelimede “Allah’ı unutan, bu yüzden Allah`ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.“ buyuruluyor. Aslında her vahiy bir zikir, Her peygamber bir zâkirdir. Peygamber insana evrensel ve ilahi hakikati tekrar hatırlatan kişidir. Her risalet ve mesaj, insan için zikir, tezekler, hatırlatmadır: “Asıl hakikati, bu dünyaya niye bulunduğunu unutma!” Mevlana’nın güzel bir hikayesi var : bir sultan, hizmetinde bulunan bir görevliyi çağırıp ona bir emanet veriyor. “Bunu falanca diyardaki filanca kişiye ulaştır. Diyor. O kişi emaneti alıyor, yola çıkıyor ve yüz gün süren bir yolculuk yapıyor. Bir hayvana su veriyor, bir fakire yardım ediyor, yoldaki taşı kaldırıyor… Ama bu hengame içinde emaneti ehline teslim etmeyi unutup geri dönüyor. Sultanın huzuruna çıkınca yüz gün boyunca yaptığı iyilikleri, güzellikleri anlatıyor. “ peki verilen vazife ne oldu, emaneti sahibine teslim ettin mi? Diye sorulduğunda “ sultanım, ben onu unuttum!! Diye cevap veriyor. Bunun üzerine Sultan şöyle diyor: “ yaptığın yüz hayrın gerçek manası o bir amelin içindeydi. Sen, onu unuttun. Unuttuğun için şimdi tekrar yola çıkacaksın. “ Yani insan hangi yola neden çıktığını, amacının ne olduğunu asla unutmamalı. Emaneti sahibine vermeden geldiğinde asıl iş yapılmamış oluyor. Diğer güzel işler şüphesiz faydadan tali değil lakin maksat hasıl olmuyor. Emanetin yerine ulaştırılması lazım... Yeryüzünde neden bulunduğumuzu unuttuğumuzda ikinci bir şansımız da yok.
Birisi "bişey dicem ama yanlış anlama" diye cümleye girdiğinde yüzde yüz üstüne vazife olmayan bir şey söyleyecek.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.