"Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.”
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlununun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Vaziyetimiz vaziyet değil, yerimiz yurdumuz yer yurt değil, hiçbir şeyimiz bir şey değildi. Bu hiçliğin ve hikayenin içindeki tek gerçek olmaya çalışıyorduk.
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Vaziyet bambaşka vaziyet oldu
Yaşamak işkence, eziyet oldu
Dalkavukluk üstün meziyet oldu
Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek.
Tarihe ideolojik bakış ilk anda pespaye bir anlayıştır. Doğrudan doğruya partizanlıktır. Örtülü, saklanan dünya görüşlerinin, saklanan ulusal kimliklerin vaziyet alışıdır.
Prof. Dr. İlber Ortaylı - Tarih Çizgisi Üzerinde Gezinmeye Alışın!
... "şu parti üç rey mi almış?", alâka buralarda... Kaç rey alırsa alsın!.. 1980 öncesi MSP'den 50 milletvekili çıktı, koalisyonlarda şu kadar da bakan oldu; hiçbir şey yapmadılar!.. Bilmiyorlar ki ne yapacaklar!.. Vaziyet bu... Ahmed'i, Mehmed'i işe aldılar, zannediyorlar ki İslâmî mücadele bu... Hiç alâkası yok!.. "Hiç alâkası yok” dedim diye, ben işe alınmasın demiyorum... Bakın dikkat edin: “Almasa mıydı yâni?"... Canım alsın, almasın demiyorum da, büyük hareketin mânâsı bu değil!.. Filânca, bakan olmuş ve buradaki dört arkadaşımızı işe almış ne olacak... O bakan gidiyor, öbür bakan geliyor; ó da dört tane adamı işe alıyor... Hem işe alınan memnun, hem alan memnun; "oh oh, Müslüman kardeşlerimiz çalışıyor!" diye diye, seneleri birbirine devrederek gidiyoruz...
1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim:
"Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
....
Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri
Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor.
Biri Batılılaşma konusunda...
Diğeri din konusunda...
İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor.
İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Nasyonal Sosyalistler, bugünkü devletin merkeziyeti bir tavır almasına karşı duracaktır. Çünkü alınan merkeziyetçi tedbirlerin, sonu felaketle bitecek olan bir dış politikayı gizlemek ve imkân dahiline sokmaktan başka bir maksadı yoktur. Bugünkü Reich, tren, posta ve maliyeyi, milli politikanın yüksek menfaatini ileri sürerek devletleştirme teşebbüsündedir. Bu devletleştirme politikasını durdurmak, eğer durdurmak mümkün olmazsa zorluk çıkarmak, biz Nasyonal Sosyalistlerin vazifesi olmalıdır. Bu gayeyle ilk önce milletimiz için hayati önem arz eden merkeziyetçilik faaliyetleri aleyhinde bulunulmalıdır. Keza bugünkü rejimin merkeziyetçiliğe taraftar olmasının sebebi, hükümetin harp sıralarından hep yabancı devletlerin lehine olarak takip ettikleri politikanın icap ettirdiği paranın kolaylıkla temin edilebilmesidir.
Nasyonal Sosyalistler olarak bizleri bu merkeziyet aleyhine vaziyet almaya sevke eden ikinci mühim bir sebep daha vardır. Merkeziyet, memleket dahilinde bütün icraatı ile Alman milleti için bir musibet teşkil etmiş olan bugünkü rejimin kuvvetini artırabilir. Bu rejim, demokratik ve Yahudi- leşmiş Reich, hakikaten Alman milleti için korkunç bir beladır.