'Batı Trakya Cumhuriyeti Nasıl Doğdu?' ve 'Çöllerin Kaplanı Fahrettin Paşa'nın Medine Müdafaası' adlı iki tarihi olaydan oluşan bu kitap, ister kuruluş aşamasında olsun, ister yükseliş, isterse yıkılış aşamasında olsun kahramanların her devirde kahraman olduklarını gösteren tarihi olaylar.
Yürekten gelen derin bir bağlılık ve adanmışlıkla dolu yiğitlerimiz her daim var oldu, bundan sonra da olacaklar.
TEŞKİLÂT-I MAHSUSA NEDİR NE DEĞİLDİR?
Teşkilât-ı Mahsusa Nedir Ne Değildir adlı eser Mehmet Bilgin tarafından yazılmış olup, Ötüken Yayınları tarafından İstanbul’da 2023 yılında basılmıştır. Eser 216 sayfadan ve üç bölümden oluşmaktadır. 1. Bölüm “Teşkilât-ı Mahsusa” 2. Bölüm “Teşkilât-ı Mahsusa’nın Ruhu” 3. Bölüm ise “Teşkilât-ı Mahsusa ve Teşkilât-ı Mahsusacılar” olarak
Emine Işınsu’dan okuduğum ikinci eser “Azap Toprakları” beni bir kez daha yazara hayran bıraktı. Bu ne ince bir ustalık! Yazardan okuduğum ilk eser “Çiçekler Büyür” adlı romanıydı. O romanı da şiddetle tavsiye ederim. Halide Nusret Zorlutuna’nın kızı olan yazar, eserlerinde genel olarak Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskıdan ve zulümden bahseder. Romanlarında psikolojik tahliller öne çıkar. Azap Toprakları’da bu eserlerinden biridir.
Doğduklarından beri kendine ait topraklarda yaşayan ve sonunda bir avuç kadar kalmış Türkler’e türlü işkenceler yapılmaktadır. Mahmut Ağa, evini Rumlar’a bırakmadığı için kızı karakola çağırılır ve sabaha kadar dayak yer. Sonunda dayanamayıp ölür. İlk olay böyle başlar. Devamı da bu olayı takip eder niteliktedir. Kendilerine sürekli Türk değil Yunan oldukları söylenir. Okulun “Türk” yazılı tabelası kaldırılıp “Müslüman” tabelası konulmuştur. Türkçe konuşmak bile çoğu zaman yasaklanmıştır. “Azap Toprakları” sadece bir romandan ibaret değil. O insanların acısını ve dünyanın sessiz kalışını film şeridi gibi izliyorsunuz.
Eseri okumanızı tavsiye ederim. Eğer yazarım kalemiyle tanışmak isterseniz “Çiçekler Büyür” adlı romanından başlayın derim. Kitapla kalın
Raymond Kevorkian Fransa’da doğmuş bir Ermeni tarihçi. Okuduğum bu kitabı, döneme ilişkin okuduğum tüm eserlerin içinde, Ermeni olaylarını en başından sonuna kadar belgelere ve dönemdeki diğer gelişmelere de yer vererek anlatan en kapsamlı eser. Bir tarih kitabı bu; 1.200 sayfalık bitmez tükenmez araştırma hiç de kolay okunmuyor. Ama benim gibi
Harika bir roman, harika bir romancı... Kemal Tahir bu romanında, yeni kurulan cumhuriyetin madrabazlarından bahsediyor. Demokrasi mücadelesi veren Türkiye, Cumhuriyet Halk Partisi'ne bir muhalefet oluşturma çabası içine giriyor. Yeni kurulmak istenen muhalefet partisi Serbest Fırka, henüz monarşiden yeni ayrılmış, cumhuriyete ve demokrasiye
Batı Trakya'da Yunan zulmü altında hayat mücadelesi veren Türklerin hikayesi romanda kurgulanmıştır. Anlatılan olay yazarın kurgusu olabilir ama yaşananlar tamamiyle gerçeklerden ibaret.
Osmanlı Devleti Balkan coğrafyasını fethettiğinde bu coğrafyada kalıcı olabilmek için iskan politikası uygulanmıştır. İç Anadolu Bölgesi, Karaman ve çevresindeki Türkleri bu bölgelere iskana tabi tutmuştur. Böylelikle bu bölgenin Türkleşmesini sağlamıştır. Türk-İslam kültürü bu coğrafyanın köklerine kadar sirayet etmiştir. Balkan Savaşlarından sonra bu bölgeden Türklerin tamamiyle çekilmesiyle bölgede kalan Türklere karşı büyük bir soykırım ve kültürel katliyam başlatılmıştır adeta. Yunanistan, medeni Avrupa'nın ve Türkiye'nin gözü önünde buradaki Türklere her türlü zorbalığı, zülmü, aşağılamayı reva görmüştür. Dillerini, kültürlerini, dinlerini unutturmak maksadıyla her türlü yöntemi denemişlerdir. İşte bu kitap belli bir kurmaca etrafında Yunanistan'ın Batı Trakya'da yaşayan Türklere uyguladığı asimilasyon politikasını ele almaktadır. Bayrak ve yurt sevgisinin yanında imkansız bir aşkı da işlemektedir aynı zamanda. Dili oldukça sade ve anlaşılır. Kurgu okuru içine çekiyor adeta. Oldukça akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Batı Trakya'da yaşananlar üzerinden bütün Balkan coğrafyasında yaşanan zülmü anlamak ve bununla yüzleşmek isteyen herkese tavsiye ederim. İyi okumalar dilerim...