Ben büyükleri severim. Bilhassa da Mozart ve Beethoven'i... Buna Haydn'ı da katalım. Bunlar birbirini tanımış üç dâhi bestekârdır zaten. Haydn diğer dâhileri etkilemiștir; dâhilere en çok öğreten dâhidir. Mozart en çok eser veren dâhidir. Beethoven ise hem bir dâhidir hem de bütün zamanların en sevilen bestekârıdır. Ben de Beethoven'ı ayrı bir yere koyarım. Öyle ki 1827'de öldüğünde cenazesine 20 bin Viyanalı katılmıştır. Bu,o zaman için çok büyük bir sayıdır. Hele zavallı Mozart'ın sahip çıkılmayan cenazesi ve bir çukura atılan naaşını düşündüğünüzde bu durum daha da dramatik geliyor. Beethoven'in hayatında da başka bir drama var. Kâbusu olan ve onu sonunda sağırlaştıran kulak arızasını, bugün en tecrübesiz bir hekim bile saptayıp tedavi edebilirdi.
Sayfa 198Kitabı okudu
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Olive bir sebeple Adam diye karşısına çıkan birisini öper. Sonra Olive ile Adam bazı sebeplerden ötürü sahte ilişki yaşamak durumunda kalırlar. Kitabın konusu ve olaylar genel anlamda klişe olsalar bile ben kitabı sevdim. Zaten klişeleri severim. Kitap çok akıcı ve sürükleyiciydi. Aynı şekilde samimi bir kitaptı bence. Kitapta bilimsel kısımlar geçmesine rağmen okurken hiç zorlanmıyordunuz. En azından benim için böyleydi. Romantik-komedi okumayı seviyorsanız okuyabilirsiniz. Bana göre kitap neredeyse hiç komik değildi bu arada. Komedi kısmı nerede anlayamadım. Bir de bu kitabın neden bu kadar abartıldığını da anlamadım. Genel anlamda herkes okurken bayılmış. Ama abartılacak derece de iyi değildi bence. Güzel bir kitaptı ama bu kadar abartılmasına gerek yoktu bana göre. Bu kitabı herkese tavsiye edemeyeceğim. Çünkü kitap yetişkin içerikli. Onu da göz önüne alarak okursanız sizin için daha iyi olur :)
Aşk Hipotezi
Aşk HipoteziAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 20223,779 okunma
Reklam
·
Not rated
Aslında kabalcı şahname adıyla basmış, hangi kullanım doğru bilmiyorum. Ben onu aldım 2 cilt. Tuğla gibi kitaplar. Dedim masal okumayı severim hikayeler efsaneler. 2 3 bin sayfa bana baya Bi yeter. Ama işin aslı öyle değilmiş. Çünkü Firdevsi bu eseri içten içe kronolojik bir şekilde yazmış ve garip bir şekilde birbirinden alakasız bir cümle yok. Hepsi bir önceki örgüye bağımşı dolayısıyla alıyım ara ara okurum kitabı değil. Bir ara verdiniz mi bütün hikaye çöp oluyor. Okuması çok keyifli. 150 sayfa kadar okudum. Şunu net söylemem lazım ki Boş adam işi. Boş adam derken şöyle işi gücü olmayan buna vakit ayırabilecek kadar dolu birisi olmanız lazım. Ki ben boş biriyimdir, buna rağmen dedim ki daha müsait bir zamanda okurum. Ne bileyim belki evlendiğimde filan hakavi olur gece okumaları yaparım. Bu defteri de böyle kapatmış olalım. Bundan önce de masal ırmaklarının okyanusu denemesi yapmıştım. Onu da yarıda bıraktım. İkidir bahane buluyorum. Kendimi mi avutuyorum, okumaktan mı sıkıldım yoksa gözümümü korkutuyor bilmiyorum. Neyse sonuçta bahaneleri beni ikna ediyor önemli olan bu. Yine de sanmıyorum ama varsa burada bu antik eserleri okumak isteyen ama ne bileyim hani göze alamayan filan belki kitap arkadaşı olunup okunabilir. Öyle daha keyifli olabilir. Sonuç olarak Belirsiz bir vadede okunmak üzere takibimden çıkarıyorum. Masalla kalın.
Şahnâme
ŞahnâmeFirdevsi · Kabalcı Yayınları · 2016245 okunma
"Ben bir Kızıl ya da Kara değilim, Beyaz ya da San değilim. Bir Hıristiyan değilim ben, bir Yahudi, ya da Müslüman değilim. Ne Mormon'um ne de çokeşlilik savunucusuyum; eşcinsel, anarşist ya da boksör de değilim ben. Karımı elimde bir evlenme cüzdanı olduğu için ya da cinsel açlıktan kıvrandığım için değil, onu sevdiğim ve istediğim için kucaklarım. Çocukları dövmem, balık avlamam, bir ceylanı ya da tavşanı vurmam. Ama iyi bir nişancıyımdır, on ikiden vurmayı severim."
CEMAL SÜREYA'YA AİT OLMAYAN ŞİİRLER VE SÖZLER ŞUNLARDIR: 1- “Kırmızı bir atkı al sade, yalnızlığını saklar. Edip Cansever okuma bu kış ruhunu sakatlar.” (Şairi: Sinan Yeniceli) 2- Öyle bir sihirbazdın ki beni bile kaybettin.. 3- Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı. Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım. Kırmızı mavi ekoseli
bir yildizin kaydigina sahit oldugunda beni ve kuasari hatirla
annem hep anlatirdi gokyuzundeki butun yildizlar döndüğünde bu dunyada hickimse kalmayacakmis herkesin bir yildizi varmis iste yildizlari izlemeyi cok severim bu yuzden bana geriye kalan zamanimi hatirlatir elimde olan şeylerin degerini önemini hatirlatir bana unutamiyorum bı gün kedim kuasar çok hastaydi olecek gibi hissediyodum balkonda yildizlari izliyodum sonra birden yildiz kaydi onun iyilesmesini istemistim herseyden cok onu istemistim cunku elimde olan tek seyimdi baska hicbiseyim hickimsem yoktu sabah uyandigimda yasamiyordu hastaligi varmis ne yaptiysam uyanmadi basinda bekledim butun gun belki uyanir diye belki beni ozlemistir de dayanamayip gelmiştir diye çok agladim unutamadim belki de o gün kayan yildiz kuasarin habercisi olan yildizdi kayan o yildiz sadece kedimin kalan zamanindan bir parca almadi benim de hayatımdan parcalar kopardi yanliz kaldim kimseye dokunamadim sarildiklari zaman kollarinda titreyip durdum saatlerce disarda donsamda yildizlari izledim belki bu seferki dilegimde geri gelir diye dusundum hep diledim olmadi hayatıma hickimseyi de almadim iliskim olmadi sevemedim kimseyi çünkü ben baglaninca canimi cok yaktigimi fark ettim bı gün eger o da beni birakip giderse diye korktugumdan alamadim kimseyi hayatima temastan kacindim ve bu benim icin korktugum biseye donustu kuasar travma yasatti ve ben bunu asamiyroum hem onu unutamiyorum hemde temastan korkuyorum ...
Reklam
Ah zalim! Ah hain! Ben onu o kadar seviyordum! O ise beni aldatmak için severim meverim dermiş. Yalandan bir muhabbet gösterirmiş. Beni gerçekten sevseydi böyle sebepsiz yere kovar mıydı? Ah! Erkeklerin sevgisine inan­mak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler bize o gözle bak­mıyorlar. Onların evlendiklerinde eşierine verdikleri değer, satın alacakları bir beygir veya bir arabaya verdikleri değer­den azdır. Evet, hakları var ya. Çünkü bir beygir alacaklar, eğer iyi çıkınazsa yine satmaya mecbur olacaklar. Belki de aldıkları fiyata bile satamayacaklar. Zarar etme korkusu var. Fakat karıları iyi çıkmazsa (!) tabiatları uyuşmazsa (!) hiçbir zarar etmeksizin onları bırakırlar. Başkalarını, daha iyilerini (!) alırlar. İşte bizi hayvan yerine bile koymazlar. Ne yapalım? Hüküm onların elinde. . . Nasıl isterlerse öyle yaparlar, diyerek durmadan ağlıyordu.
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 6. basım, Uyarlayan: Ömer AslanKitabı okudu
Amel
Amel, şu 2 şekilde gerçekleşmelidir: 1.Farzların muhafazası ve ikamesi 2.Nafilelerin çoğaltılması ve özel ibadet programının yapılması. » Farzların ikame edilmesi bedenin de akla ve kalbe uyum sağlaması demektir. » Rabbi ile ilişkisinin sağlam ve diri tutulmasını isteyen kişi, nafilelere önem vermelidir. Allah kudsî bir hadiste nafilelerin önemini şöyle belirtir: "Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşır, öyle yaklaşır ki artık ben onu severim. Onu sevdiğimde de onun tutan eli, gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı olurum." Burada kastedilen şey Allah'ın (cc), kulunun hayatına yön vermesi ve yalnız bırakmamasıdır.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.