“Şimdi hangi rüzgârda dalgalanıyor saçların ya da güneşin tenini yaktığı bir yerde misin, bilmiyorum sevgilim. Ellerin hâlâ titriyor mu, dudaklarını incitiyor musun dişlerinle veya sinirlenince saçlarını çekiştiriyor musun yine? Bunuda bilmiyorum. Belki bir eli tutmuşsundur, bu sefer bırakmazsın.Ya da biri elini tutarda kanarsın ama kanatırlar seni. Veya yine oyunbozanlığına devam eder, ince kalplere izlerini bırakmışsındır acıyla, bilmiyorum. Ben eskilerden sen hakkında çok şey, şimdilerden ise hiçbir şey bilmiyorum. Geçmişten ya da şimdiden, belki de gelecekten bir zamanda; ufak bir tebessümle beni hatırlarsan sevgimin her tanesi sana helaldir. Bilmelisin, bu sevgi benden her bir şey'imi aldı. Ve ben şimdi ne önümü ne de arkamı görüyorum. Bir bilinmezlik ki sardı, gitmiyor. Bir sır gibi sakladı zaman beni içinde, kaldırımlar evim gibi. Yuva denen şeye uzağım, senin bana olan mesafeni bile geride bırakıyor. Kestiremiyorum olan biteni. Bir hayat vermişler de ortalıkta ayyaş gibi dolanıyorum ama herkesten ayığım. Bazen nefes almayı bile unutuyorum da sen aklımın köşesinden bir saniye bile gitmiyorsun. Şarkılar dinliyor, yağmurda dolanıyorum, yazıyorum, çiziyorum. Şarkılar seni anlatıyor, yağmur seni hatırlatıyor, seni yazıyorum, seni çiziyorum. Yap, rahatlatır seni, dedikler her bir şeyde senden bir iz buluyorum. Bir bataklıksın ki senden kaçmak için çırpındıkça sana batıyorum. Öyle bir çıkmaz sokak işte benimkisi.”
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
Reklam
Yaşam Türkce
Yaşam Ne söylendiyse sadece dinledik. Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik. Yaşamı görüb de böyle yapdık? İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık? Yalnız konuşulur aynı mevzular. Bunu yaparsan olacak budur.
Hz. Ebûbekr'in kızı Ümmü Gülsüm daima: "Ya Rabbi, sana ibadet edecek ve benim üzerime sevgi yağdıracak bir eş istiyorum" diye dua ederdi. Allah da ona cennetle müjdelenmiş Talha b. Ubeydullah'ı eş olarak nasip etti. Ümmü Gülsüm anlatıyor: Eşim beni o kadar çok severdi ki; -Beni görse, gözleri parlardı. - Sesimi duysa, tebessüm eder, -Ağladığımı görse, benimle ağlar, -Isındığıma kanaat etmedikçe uyumazdı. -Her namazda, kendisinden önce bana dua eder, -Hastalansam, sanki o hasta olmuşçasına üzülür, -Yemeğe oturduğumzda önce elleriyle bana yedirirdi.
MAYIS'IN NAİF KADINI
Göz, Dudak, İşve, Artık ne dersen. Bir hasret kadehi yudumlama, Gel beni özünde bul sevgili. Gönül bu şımarık bir herif,
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.