MUSA İLE FİRAVUN Firavunu yüzünü görmek yasaktı avama Rüyasında görününce kendine Musa Yüzümü görebilirsiniz diye haber saldı
Yazarın Sonsözü*
Bay Gollancz, fantastik hikâyelerimden yapılan bu derlemeye bir önsöz yazmamı istedi. Hikâyeler kronolojik olarak sıralanmışlardır ama burada daha kitabın başında söylemeliyim ki, benim eserlerimle ilgili hiçbir şey bilmeyen birinin Görünmez Adam ya da Dünyaların Savaşı ile başlaması daha uygun olacaktır. Zaman Makinesi dördüncü boyutla ilgili
Sayfa 219 - 225Kitabı okudu
Reklam
Hilmi Yavuz
Hilmi Yavuz
bir kapı açıldı, ansızın, baktık: akşam!.. kimse benzemez oldu kendine; kimbilir ne kadar hüzünlü artık, bir odadan ötekine geçmek bile... sen neysen o kadarsın, ey akşam! annem içini çekiyor kimi ansa; ürkü!.. biri ansızın bir gül koparsa; şimdi uzak olandır neye ulaşsam... ah, akşamdan bile ürküyor çocuk; her yer alacakaranlık gurbet; soldu annem, solarken goblen ve tülbent; ve akşamın ucuna doğru yolculuk... bir türkü söylendi, neyin tadı var? akşam bile bitti, kalmadı çünkü... çekildik, bir başına kaldı o türkü; kapılar arkamızdan kapanmadılar.
İslam aydınlanmasının Einstein'ı: El-Razi
Uzun süredir savaş, yıkım ve sefaletin kol gezdiği İslam coğrafyası, yüzyıllar öncesinde bolluk ve refah içerisinde yaşamaktaydı. Antik Yunan metinlerinden yapılan bilimsel ve felsefi çeviriler, özellikle de Arap coğrafyasında inanılmaz bir yükselişe ve toplumsal refaha yol açmıştı. Şimdi unutulmuş gibi görünen bu bilimsel ve felsefi birikim,
Bu şiire başladığımda nerde, şimdi nerdeyim? yaram vardı, bir de sözcükler sonra vaat edilmiş topraklar gibi sayfalar ve günler ışık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Büyüyoruz ve dahası yaşlanıyoruz...
“O sihirli varlıklardan bu zavallılara ne zaman dönüştük diye geçiriyorum içimden. Gençken taşıdığımız onca albeni büyüdükçe nereye kayboldu? Altından saçlarımız ne sebeple soldu, yıldızlı kocaman gözlerimiz ne ara sönüp bu iki umutsuz deliğe dönüştü? Sihir ne zaman bitti? Onca neşe, onca parıltı, onca ışık nereye gitti, hiç anlamıyorum.”
Sayfa 32 - SelKitabı okudu
Reklam
364 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.