Bay Rousseau’nun hâlâ zaman zaman boğazını düğümleyen büyük bir üzüntüye kapıldığı oluyordu; ama kafasını karıştırıp elini ayağını keserek onu en çok sersemleten şey, dükkânın hafta içi bir gün kapalı olmasıydı.
Sayfa 32
Hepsi sıratta durdurulurlar, işlerinden sorulurlar. Doğru insanlar doğruluklarından sorulur. Münafıklar ve müraî’ler imtihan edilirler, insanlardan bir grubu hesap­ sız cennete girerler. Bir grubu yumuşaklık ve müsamaha ile, bir grubu münakaşa ve zorlukla beraber hesaba çekilir­ ler. Sonra kâfirler kurtuluş bulmayacak şekilde cehen­neme sevkedilirler.Allaha itaat eden müslümanlar cennete girerler. Asîlere ise cehenneme girmeleri emrolunur. Peygamber­lerin, bilginlerin, büyük salihlerin şefaatma nail olan­lar, affedilirler, şefaatçisi olmayanlar günahlarına göre cezalandırılırlar, imanları sağlam ise cezalarım çektikten sonra cennete girerler.
Reklam
Ecel geldiği zaman ruh ile ceset birbirlerinden ayrılırlar. Ölü kabrine konulunca iki, büyük melek olan münker ve nekir sorularım ce­vaplandırması için ruh cesede dönderilir. Rabbını ve peygamberini sorarlar. Kekeler ve cevap veremez­se azapiandınrlar, kabrini yılan ve akreplerle dol­dururlar. Kıyamet gününde ruh cesede tekrar dönderilir, defter açılır, işi Allah’a arzedilir. Her insan defterine bakar, işini ve yaptıklarını görür. İtaat ve isyanının öl­çüsünü bilir. Yaptıkları «amel mizanında» ölçülür. Son­ra sırattan geçmesine müsaade edilir. Bu dünyada doğru yolda bulunanlar orada sırattan geçebilirler. İstirahat et­melerine izin verilir.
Dalgalar Dalgalar...
Yumuşacıklığı uzayan kimi geceler, evet, onların bizden sonra da karaya ve denize geleceklerini bilmek ölmeyi kolaylaştırır. Her zaman sürülmüş, her zaman el değmemiş, büyük deniz, geceyle dinim! Bizi yıkar, verimsiz izlerinde doyurur, bizi kurtarır ve ayakta tutar. Her dalgada, bir vaat, hep aynı. Dalga ne söyler? Yerimi kimseler bilmeden, soğuk dağlar arasında, yakınlarımca yadsınmış, gücümün sonuna gelmiş durumda ölmem gerekseydi, deniz, son anda, hücremi doldurur, beni kendi kendimin üstünde tutar, kinsiz ölmeme yardım ederdi.
Sayfa 88 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Anarşizmin hiçbir zaman, en azından ulusal düzeyde, ikti­dara sahip olamayışı onu siyasal ideolojiler içinde tuhaf bir konuma sokar. Hiçbir toplum veya *ulus anarşist prensiple­re göre biçimlendirilmediği için onu daha az kıymete değer bir ideoloji olarak görmek cazip gelmektedir. Bir siyasal hare­ket olarak anarşizm üç büyük dezavantaja sahiptir.
Sayfa 73 - PdfKitabı okuyacak
Niyetin Saflığı Nedir?
Kısaca gönlünün muradını keşfetmiş olmak. Büyük resmen içinde neyi niçin yapacağını bilmek.
Kronik Yayınları
Reklam
"Onunla etkileşim içinde olmanın başka hiçbir şeye benzemeyen, hayranlık uyandırıcı bir boyutu vardı. Ruhunu böyle zarif bir biçime üfleyip orada bir süre demlenmeye bırakmanın; fikirlerinin, içine tutku ve gençliğin melodisi eklenerek kişide yeniden yansıtılmasının, karakterini sinsi bir sıvı ya da parfümmüşçesine başkasına bulaştırmanın keyfi çok büyüktü; belki de bizimki gibi kısıtlanmış ve bayağı bir çağda; zevklerin son derece bedensel, amaçların son derece sıradan olduğu bir devirde bize kalan en büyük keyifti bu."
"Hayat tamamen yeni bir şey olarak görülmezse, bir rutin, bir usanç ve anlamsız bir durum olur."
Fahreddin Paşa’yı sadece memleketinin uğradığı talihsizliğin bu akıbete sürüklediğini ve böylece onu yenerek silahını elinden almış olmadıklarını çok iyi bilen düşmanlar da, teslim şeraitnamesinde kaydedildiği gibi bir esir değil, bir itibarlı misafir olarak karşılayıp, hakkında gerçekten de büyük saygı göstereceklerdir.
Sayfa 198 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
BÜTÜN SORUMLULUK YETKİ GÜCÜNÜ ELİNDE BULUNDURAN GÜÇTEDİR Bugün hiçbir şey dünkü gibi değil, bugün de yarın değişecek, yarında bugün ki gibi olmayacak. İşte devrim böyle bir süreçtir. Doğanın yasalarına uygun bir şekilde ilerler. Her olgu hak ettiği biçime dönüşür. Önemli olan bu tür kaos ortamlarında gücü elinde bulunduranların adil
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.