Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kendimi yürümeye zorlayarak yanağıma doğru sinsice yol alan gözyaşını sildim. Bende bu şans varken bu gözyaşı damlası yanağımda donar ve tüm dünyaya Noel Baba'nın gerçek olmadığını öğrenen bir çocuk gibi ağlamak üzere olduğumu ilan ederdi. O zaman da ağlamıştım. Şimdi de ağlamak üzereydim."
Sayfa 233Kitabı okudu
Korku mu sevgi mi? Hayatımızda SIKLIKLA aşağıdaki hangi belirtiler tezahür ediyorsa, o duygu hayatımıza daha çok hükmediyor demektir. Korkular hasta eder, sevgi iyileştirir. Korku yüreği daraltır, sevgi genişletir. Korku zihni bulanıklaştırır, sevgi netleştirir. Korku endişe üretir, sevgi huzur verir. Korku kısıtlar, sevgi yaşar ve yaşatır. Korku hiyerarşiktir, sevgi eşitlikçidir. Korku ayırır, sevgi birleştirir. Korku yok edicidir, sevgi yaratıcıdır. Korku yargılar, sevgi değerlendirir. Korku karamsardır, sevgi iyimser. Korktuğun birini sevemezsin. GERÇEK saygı sevgi temellidir, korku değil. Sevginin olmadığı her yerde korku vardır. Korku sevginin yokluğudur. Sevgi ışık, korku karanlıktır. Bir mum ışığı bile koskoca salonu dolduran karanlığı yok etmeye yeter. Bir yudum sevginin bile umutsuz bir yaşamı aydınlatması gibi.
Reklam
Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin. Herkes gibi sende o çürüyen organik maddeden yapılmasın. Hepimiz aynı pürenin parçasıyız. Kültürümüz hepimizi aynı yaptı. Artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Teker teker, hiçbirimiz hiçbir şey değiliz.
Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk ufak tefek şeylerin birbirini tamamlamasından doğuyor.
"Her erkekte aradığın erkeğin yalnızca bir parçasını bulursun. Gerçek bir kadın için gerçek bir erkek Allah gibidir; her yerdedir ve hiçbir yerdedir. Aşk da budur zaten. Başka bir şey değil. Aramaktan vazgeç demiyorum, bulmaktan vazgeç!"
Bu kez kendimi yalnız denizde değil, karada da birçok küçük hayvanların vücudunda gördüm. /.../ Her an milyonlarca hücrem hareketsiz kalıyor, şekil değiştiriyor, madenlere dönüşüyordu. (Üçüncü Gün, Gerçek Bilgi Yolu ve Dönüş)
Sayfa 55
Reklam
Evrende herşeyin bu kelime ile güç kazandığı belirtilerek, bizim de aynı yolla zorlukları aşabileceğimiz ifade edilmektedir. Ayrıca sunulan nimetlerin bedelinin üç şey olduğu anlatılmaktadır: Zikir (Bismillah), fikir (Yaratıcıdan geldiğini anlamak) ve şükür (Elhamdulillah). Nimet elçilerini abartıp gerçek nimet vereni tanımamanın büyük ahmaklık olduğu vurgulanarak her işimizde Allah'ın adıyla hareket etmemiz önerilmektedir.
R.W.-Beni hep şaşırtan bir şey vardır,o da biz,mesela avrupa'dakiler,filistinde,lübnan'da,filistinlilerle araplar,filistinlilerle israiller arasındaki çarpışmalarla ilgili haberler aldığımızda,meselenin gerçekdışı diyeceğim bu tarafıdır-çarpışmanın kurbanlarından bahsedildiğini duymak,neredeyse alışkanlık haline geldi.ve ancak çok çarpıcı olaylar sırasında,sabra ve şatila katliamları gibi,gerçek ölülerin,ölen,öbür dünyayı boylayan öldürülmüş insanların söz konusu olduğunu anlıyoruz.sıradan seyirciler olarak bizim bu gerçekdışı algımız konusunda ne düşünüyorsunuz ? G.-Pekala,ben sizin gerçekdışılığınız yüzünden vurguyu filistinlilerin üzerine koymuyorum,daha ziyade vurguyu herşeyi gerçekdışı haline getiren sizler üzerine koyuyorum,çünkü böylelikle onu daha kolay kabulleniyorsunuz.ne de olsa gerçekdışı bir ölüyü,gerçekdışı bir katliamı kabullenmek,gerçek bir kampa gerçek mektuplar taşıyan bir kadını kabullenmekten daha kolay .görüyorsunuz ki, katliamları kabul eden ve onları gerçekdışı katliamlar haline getiren özellikle sizsiniz.dün,leyla şahid'in çekmiş olduğu katledilmişlerin fotoğraflarını gördüğünüzde,ilk defa stüdyoda çekilmiş belgeler görmüş olmanız pek mümkün.çünkü gazetelerinizin,resimli dergilerinizin yada gazetecilerinizin tasvirlerinin aktardığı tüm belgeler,sanki stüdyoda çekilmiş gibi görünüyor.
Bu dünya tepeden tırnağa yanlışlarla doluydu. Küçük, iğrenç, aşağılık ve hüzünlüydü. Her taşın altında, her kapalı dolapta, her ağaç dalında görmek istemediğim korkunç bir gerçek yatıyor gibiydi.
''Hayali aşk hiç kuşkusuz gerçek aşktan daha zengindir. Ama nadiren çoşkulu anlara sahiptir. Kendisini çok iyi tanır. Hiç durmadan kendisini gözlemler. Düşünceleri raylarından çıkartmak yerine, düşüncelerle yapılar meydana getirir sadece.''
Sayfa 379 - İlya Yayınları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.